Fantastik Ortamlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  SearchSearch  Latest imagesLatest images  RegisterRegister  Log inLog in  

 

 09 Ocak 2009

Go down 
5 posters
AuthorMessage
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySat Jan 10, 2009 6:27 pm

dün gece bayılanlar oldu, ayılanlar olmamış daha... uzun, yorucu ve eğlenceli fakat en önemlisi nihai hedeflerden birine ulaştığımız bir oyun oynadık...

her zaman olduğu gibi, engin diyemoğlu'nu tebrik ediyor, eline sağlık diyorum...

GREYHAWK CHRONICLES; Dedikodu Köşesi

CÜCELERİN CÜCESİ
dün geceki maceraya damgasını vuran kişi tabii ki tobias ironhand'di... anlaşılan o ki gerek bağlantıları gerek güçlü bileğiyle ha keza şahane büyüleriyle tam zamanında gelmiş maceraperest arkadaşlarımızın yardımına... o olmasaydı muhtemelen hepsi kayalara gelmişti... dövüşlerde önceden valost'un üstlendiği istikrarla sopa atma görevini valost'un erken dakikalarda kızağa çekilmesiyle o üstlendi ve son dövüşte kaderine de isyan ederek düşmanlarının kanını acımadan döktü... vurduklarının yanı sıra şifacılığıyla da gerek valost'u gerek caleb'i defalarca iyileştirdi... muhtemelen o olmasaydı sadece çıkmaz sokağın ucunu görebilecekti haramiler adlı gaddar bir o kadar da sempatik grubumuz... ardından da tarihin kanlı sayfalarındaki yerlerini alacaklardı... ki bu halleriyle o sayfalarda küçük bir virgül bile olamazlardı ya, neyse...

VİCDANSIZ BÜYÜCÜNÜN HAİN TAKTİĞİ
sadece dün geceki macerayı değil neredeyse biricik grubumuzu da sonlandıran dövüşte bir diğer altı çizilmesi gereken nokta da kesinlikle düşmanlarının mükemmel taktiğiydi... kahramanlarımız önce ağ ile çevrildi, ardından gelen ateştopunun sadece onları değil, ağı da yakması; ve geride bekleyen half orcun serbestçe gelip valost'u çat diye kesmesi, mükemmel bi strateji örneğiydi... ubor biraz daha güçlendiğinde grubumuzun da nasıl dövüşmesi gerektiğine güzel bi örnek teşkil etti...

KORKUSUZ BÜYÜCÜ UBOR
ubor diyince ilk akla gelen tabii ki, deli bakışlı, uçan kuşta, yerdeki taşta bile büyü arayan bi büyücü ama dün akşamki performansında teleport asasıyla önce latron'u cehennem köpeklerinden ardından valost'u half orc'un önünden kurtarışı ve kendini tehlikeye atışı uzun süre akıllardan çıkmayacak bir sahneydi... deli büyücümüz bu hareketleri deliliğinden değil, dostlarına olan sevgisinden yaptığını biliyoruz...

LATRON'UN ATEŞLE İMTİHANI
dün akşam hobbitlerin efendisi latron amarran da ölümle burun buruna geldi... ilkinde, yukarıda belirttiğim gibi ubor'un cesareti, ikincisinde ise çevikliği onu kurtardı... refleksleri o derece iyi olmasaydı o fireball'da buçukluk kızartması olması kaçınılmaz olacaktı... aldığı yaralara rağmen şarkılarını kesmedi, valost'un ve caleb'in ayağa kalkmasına yardım etti... o küçük bedeninde kocaman bir yürek taşıdığı zaten ilk günden belliydi...

CENABET CALEB
Çeliği kırılmaz, bileği bükülmez, vurdu mu indiren denizci Caleb ise son zamanlardaki istikrarını bozmadı ve bir türlü vuramadı, bir türlü indiremedi... Bu cenabetliğin sebepleri arasında ardında bıraktığı gözü yaşlı bebeler -sadece yetim bıraktıkları değil, doğumlarına sebep olup ardından yüzüne bakmadıkları da-, kalbi kırık kadınlar, arkasından ah eden hancılar olduğu iddia edilmekte... Fakat kısa bir süre önce bu büyük dövüşçünün altın çağını yaşadığını biliyoruz... Ne zaman mı? Sadece altı ay önce yoldaşları olan bir Heironeous rahibi ve şövalyesiyle tehlikelere meydan okurken... O sıralar içkiyi bırakmış ve karakteri elverdiği ölçüde dine yönelmiş, önceki haline göre neredeyse bir imam, bir hacı olmuştu... Buradan kendisine seslenmeyi borç biliyoruz... Caleb, ya içkiye başla ya Tanrı'na geri dön!

DAYAK ARSIZI İZCİ
Son olarak grubun en aymaz karakterlerinden, çapulcu dediğimiz kalabalıkları bir oraya bir buraya sürüklemekten nedense şeytani bir haz alan(belki de kendisi de okuma yazma bilmez bir çapulcu olduğundandır) Valost'a geldik... Dün gece en sonunda neredeyse hak ettiği cezayı buluyordu... Önce alevle yandı sonra çelikle dövüldü fakat yine yanındaki kahraman arkadaşları sayesinde paçayı kurtarmayı başardı... Bu otel ayısı, medeniyetten nasibini almamış, kana susamış şahsiyet kendisine dün geceyle ilgili soru soran muhabirimize tek cümlelik bir cevap vermiş, ardından da onu tekmeyle kovalamıştır; "İçtim vigoru, siktim halforku!"

bir sonraki macerada görüşmek üzere...

Question


Last edited by valost on Sat Jan 10, 2009 7:24 pm; edited 1 time in total
Back to top Go down
caleb

caleb


Posts : 2328
XP : 7975
Join date : 2008-11-30

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySat Jan 10, 2009 6:47 pm

hahahahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa degerlendirmeye gel yaa
mukemmelmis! Laughing
Back to top Go down
Latron

Latron


Posts : 1363
XP : 7081
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySat Jan 10, 2009 7:40 pm

evet adettendir diyor ve bir oyun sonrası değerlendirmemize daha volkan'ın attığı adımı takip ederek başlıyoruz.

öncelikle bu haftaki frp oyunumuz aslında bir hafta sonra olması planlanan, ancak grup üyelerinin ne idüğü belirsiz plan ve programları neticesinde cuma akşamından cumartesi sabahına kadar süren bir oyun olarak tamamlandı. içimizde iki ay önce tutuşan frp aşkı ve grubumuza olan bağlılığımız bütün imkanlarımızı seferber ederek olmayan bir zaman yaratmamıza neden oldu. ha oldu da kötü mü oldu? sümmehaşaa. şan oldu şöhret oldu.

bu oyun değerlendirmesinde verilecek en önemli paye kuşku götürmeyecek bir gerçek olarak söyleyebilirizki Tobias Ironhand adıyla, şen harami olma yolunda büyük bir adım atmış olan Ali arkadaşımızadır. kendisinin oyun içi dinamikleriyle karışmış kafasının combat anlarında nasıl tıkır tıkır işlediğini, nasıl bir cevvallikle grubumuzu ipten aldığını hepimiz gördük. Kendisi uzun süre hafızalardan çıkmayacak bir performansla haramilerin bugün muzaffer bir edayla, göğsünü gere gere dolaşmasını sağlamıştır. saygılar Tobias Ironhand'e.

dün 6 sene okul okuduğum Greyhawk sokaklarında zihnen sınırlarımın sonlarına geldiğim anlar oldu. elimizdeki küçük bilgi kırıntılarının peşinden -ki önceki oyun başlayan bitmek bilmez araştırmaların devamıydı- o han senin bu pansiyon benim, mezarcılar senin, dilenciler benim, konsolosluk senin sal çıkmazı benim tabiri caizse tillahımız sikildi. kiminle konuşsak "valla ben bilmiyorum, bi soralım bakalım, ben size haber gönderirim" diye diye ordan oraya koşturmaktan ayaklarımızın altı nasır tuttu. sadece nasırla kalsa iyiydi tabi ama çözümsüzlüğün karanlık girdaplarında kaybolmaya başladığımız anlarda artık sinirlerimizinde yıprandığını farketmeye başladık. Valost'un kurdundan ayrı kalmasıyla ufak ufak başlayan ve şehir kalabalığı arasında giderek artan huysuzluğu bütün combat dengesini bozmuş olacak ki, saatlerce hevesle beklediği büyük çarpışmada büyücü ve halforctan aldığı erken darbelerden sıyrılıp gelmesi için hem sihirli bir ele hemde bolca zamana gerek vardı.

şehir sokaklarındaki şuursuz koşturmacamızın gerginliğinin caleb'te de başgöstermesi elbetteki kaçınılmazdı. ilk defa gördüğümüz, ona rağmen bize bildiği küçük bilgi kırıntılarını verme hususunda cimri davranmayan barmenin elini bilekten kavrayarak masaya yapıştıran, sonra parmaklarının arasında bıçak darbeleriyle akrobatik bir gösteri yapan Caleb'in bu davranışı için aklıma gelen tek mantıklı açıklama "biz belayı bulamadık o bizi bulsun" diye düşünmüş olmasıdır. hoş mevzu Caleb olunca hangi mantıklı açıklama dediğinizi duyar gibiyim. zira yıllardır aşina olduğu combatta halforca vurabilmek için sahip olduğu %75 şansı üç defa üst üste kullanamayıp exotic falchionun ağır darbesiyle yerlerde ölümle burun buruna gelmeside mantıkla açıklanabilecek birşey değil.

peki güvendiğimiz valost ve caleb bu hallere düşmüşken biz nasıl oldu da burnumuzu boktan çıkardık? elbette Tobias'ın ve Ubor'un herşeye yetişmesiyle. Tobias'ın iki kolunu yana açarak göğsünden çıkardığı huzmeyle dostlarına şifa düşmanlarına eza vermesi, bunun yanısıra uçları keskinlikten pırıldayan kocaman baltasını ustalıkla kullanarak kritik canlar alması daha öncede bahsettiğimiz gibi takdiri hakeden davranışlardı. peki gecenin gizli kahramını Ubormetenga'yı unutuyor muyuz? hayıııır dediğinizi duyar gibiyim. öncelikle dün gece sayın dm'imizden ekstra kader puanı alacak kadar kahramanca bir şekilde vücudunu grup arkadaşları için teleport vasıtası ile siper etmesini hatırlayıp kendisini tebrik ediyoruz. ve ayrıca ben o teleport hadisesinin ilk zavallısı olarak kendisine bir borcum olduğunu belirterek ayrıyetten teşekkür ediyor, yanaklarından bu cesurca ve zekice çözüm için öpüyorum. elbette ekibin en yağmacı kahramanı olan ubormetenga'nın oyun sonunda gerçekleştirdiği indiragandiyide unutmuyor, helali hoş olsun koçuma diyorum.

bendenizde naçizane şehirde hırlı hırsız kim varsa kendimi tanıtarak namımı yedi düvelde duyurmuş garip bir Latron'um dostlar. bugün Greyhawk'ta halfling Latron deyin hemen göstersinler. feriştahım sikildi millete laf anlatmaktan. zaten alevli köpeklerden ve ibne büyücünün fireball'undan zopanın kralını yedim sesim soluğum kesildi. bir müddet dinlenip kafamı toparlamam lazım. ama elbette dişimle tırnağımla 3. levelin kapısını açtım mı? açtım. kralsınız. hepinizi öpüyorum.
Back to top Go down
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySat Jan 10, 2009 7:45 pm

hehehhe... afro
Back to top Go down
Latron

Latron


Posts : 1363
XP : 7081
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySat Jan 10, 2009 7:59 pm

volkan'cım vermek istediğin bir mesaj varsa bunu delikanlı gibi söyle.
avatarla falan?
Back to top Go down
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySun Jan 11, 2009 2:58 am

lan yazmışım yukarı zaten ne mesajı...

ben senin yazına yazdım hehehe diye, güzel olmuş manasında. daha o zaman noel dedeydi avatarım... yusuf hehehe diyo sanıp alınma üstüne, alakası yok. evden çıkarken buldum abiyi yapıştırdım... afro
Back to top Go down
caleb

caleb


Posts : 2328
XP : 7975
Join date : 2008-11-30

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySun Jan 11, 2009 3:02 am

olm o diil de tobias nerelerde
fünke!

namina methiyeler duzuldu kendisi yok Laughing
Back to top Go down
1UP
Admin
1UP


Posts : 3270
XP : 9096
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptySun Jan 11, 2009 3:12 am

hahahaha abiler : ) fantastik bir oyun değerlendirme serisi oluyor yine. volkan valost sümbül ve onun açtığı yoldan giden mert latron oktay muhteşem yazılarıyla beni benden aldılar, yerlere yatırdılar, sıçırttılar. ikisini de enselerinden usulca öpmeyi borç bilirim.

bir de belirtmek isterim ki, caleb ve valost arkadaşlarımızın görevi de bir yandan o sopayı yemek. ha arada vururlar osurturlar o ayrı. ama onların yedikleri sopalar sayesinde bu latronlar bu uborlar aydınlık geleceklere umutla bakıyorlar.

diğer taraftan ubor kardeşimiz kahramanca kendini önlere atmadı mı, attı. bu cevvalliği yüzünden kendisine kader puanını layık gördük. canını korkusuzca tehlikeye atanı oerth tanrıları severmiş. ha diyeceksiniz ki bu ubor dediğin adamın senden benden fazla hit pointi var. olsun ben karışmam, büyücü adam dediğin normalde arkada durur usulca büyüsünü yapar. bak elin invokerine. uzaktan webler fireballar...

tobias'ın varlığı da hakikaten muhtemelen grubun ölümüyle kalımı arasındaki farkı yaratan unsur oldu. ondan bağımsız olarak umuyorum ali bu oyundan, bu beraberlikten, performanstan zevk almıştır, eğlenmiştir. onu fırsat oldukça yine yeşil sahalarda görmeyi çok isteriz.
Back to top Go down
http://fantastikortamlar.forumotion.com
carno

carno


Posts : 288
XP : 6089
Join date : 2008-12-18

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptyThu Jan 15, 2009 7:51 pm

"çok güzeldi lan!"

kaç kere oturdum başına bir şey yazayım da güzelce değerlendireyim şu oyunu diye beceremedim : )
basitçe geçmeye karar verdim... : )))


fakat,

başlarda hiç bir şeyi algılayamadığım anlayamadığım için kabus gibi gelen oyun sonlara doğru mevzuyu kavramamla beraber gerçek bir
şölene dönüştü benim için. gerçekten beni aranıza alıp böyle bir tecrübe yaşamama izin verdiğiniz için, şu an evet şu an ağlıyorum. : )


Last edited by carno on Fri Jan 16, 2009 3:40 am; edited 1 time in total
Back to top Go down
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

09 Ocak 2009 Empty
PostSubject: Re: 09 Ocak 2009   09 Ocak 2009 EmptyThu Jan 15, 2009 11:22 pm

işte istediğimiz gözyaşı bu... kederden elemden değil, şölenden coşkudan... ayarlayalım daha çok ağlarız böyle afro
Back to top Go down
 
09 Ocak 2009
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» 31 Ocak 2009
» 23-24 ocak 2010
» 11 ocak 2012
» 23 Mayıs 2009
» 7. oyun (17. Ocak 2014)

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
Fantastik Ortamlar :: Oyun Değerlendirme :: Şen Haramiler-
Jump to: