aklı küçük yüreği büyük kawa'yı kaybettiğimiz oyun olarak tarihe geçsin arkadaşlar... barış'ın şahane performansıyla ete kemiğe bürünen kawa, kombatın göremediğimiz bir alanında yediği sleep sonucu uyuyunca canavarlara yem oldu. zavallı fortitude bile atamadan can verdi. : /
moral bozucu girişten sonra bu oyunda yaptıklarımızın bir kısmını yazayım. sonra siz de ek yaparsınız. benim notlarım eksiktir büyük ihtimalle.
-mancınık işine girdik. çok güzel mancınık yaptırıp taş atıcaz goblinlere... (cored usta yapıyor mancınığı)
-başkan kendra'yla konuştuk. en önemli şeyin sair'i konuşturmak olduğunu söyledi. evander bir deneme yaptı başaramadı. sıra ağırbaşlı rahibimiz rasmon'da. işalla ertesi gün öttürecek piçi.
-rasmon, başrahip ile yaptığı konuşmalarda çok önemli bilgilere ulaştı... noella meğer hamileymiş o zamanlar ve bir iblis yavrulamış. zamanın başrahibi de iblisi öldürmüş bir şekilde... sonra yangınlar filan. buradan gelen soru işaretleri:
1- noella'nın pompacısı iblis miydi? (pompacı olarak kayıtlara geçen isim: delek viscanti, o günlerde ortadan kaybolan bir scarni)
1a-delek visconti mi iblisti?
1b-pompacı delek değildi de bir başkası mıydı? o bilgi yanlış mı?
1c-iblis delek kılığına girdi de pompaya mı koştu?
2- noella'nın kendisinde mi bir iblislik, bir ibnişlik var?
3- biz ergen gibi gezerken bütün kasaba zikişiyor muydu?
-o konuşmadan rasmon'un aldığı bir diğer bilgi de doğumu gerçekleştirenin ebe Hannah olduğu, ebenin hala hayatta ve tersaneye yakın bir yerde oturduğu idi. ki bu önemli bilgi, parçaları birleştirmek adına...
-scarniler fatmans foodbag(bunu haritada fatma's foodbag diye okudum bi ara, fantastik dünyadan koptum. gözlemeci açmışlar sandpoint'e dedim) diye bir yerde takılıyor bolca. muhafızlara rüşvet veren vayla adlı scarni'yi oralarda buluruz diye düşündük. fakat o lanet olası tünellere gidicez diye erteledik bu işi... bununla ilgili planlar havada uçuştu ama sanırım en son, bu işi paladinimiz, şerifimiz, başganımız luxor'a(bu da lex luthor gibi aq) bırakmaya karar verdik.
-bu arada scarniler de 20 kişi filanmış. götlük yaparlarsa mahallelerini yıkalım bence.
-rencır şalelu ile faydalı bir konuşma yaptık.
1-ıslakkütük goblinleri iyi yüzermiş. sudan gelme ihtimalleri varmış.
2-köprüleri yakmak iyi bir planmış.
3-şalelu, brutazbuz adlı bugbear'dan bahsetti. çok gerzek ama çok kuvvetli dedi. okçuluğu ve dövüşçülüğü varmış. okuduğumuz notlarda da ismi geçiyordu. tek başına takılan bir haydutmuş bu ibine...
4-goblinlerin yaklaşma durumunda şalelu onlardan önce gelip kasabayı uyandıracak diye umuyoruz.
-önemli olan sair'i konuşturmak olduğu için önce o noktaya yöneldik. sair'in ben burdan her türlü çıkarım iddiası midemizi bulandırdı. o yüzden de konuşturmadan önce bari güvenliğini sağlayalım diye o fucking tünellere daldık. çarpık ağızlı yaratıklar, iskeletorlar ve uyutan kanatlı bir piçle kapıştık.
-sandpoint'in altı tünellerle dolu dedikodusu gerçek çıktı. gerçekten de öte çıktı. tünel değil tesis var aquduğumun yerinde. tapınak inşa etmişler, şeytana tapıyorlar biz de tepesinde geziyoruz kamil gibi. bu işe bi çare bulalım.
-bir sonraki oyunda tünellerin haritasını çıkarmak üzere bir çabaya girelim. neredeyiz, ne kadar ilerledik, neyin altındayız anlamamız lazım. artık belimize ip mi bağlarız, ya da yavaş ilerlemeyi kabul ederek birimiz elinde parşomen kalem harita mı çıkarır bilemedim. ama bunu yapalım. turist gibi gezdik siktiğimin yerinde bi de kawa öldü arada. ne kazandık? hiç!
-pangar olarak kawa'nın ölümü moralimi bozdu çok. üzüldüm zavallı arkadaşıma. bunun hesabını illa birinden sorucam. artık sair mi olur, rüşvetçi scarni mi bilmiyorum ama birine layıkıyla bir götlük yapmayı düşünüyorum...
-sair'den aldığımız notlar konusunda hala kafa karışıklığı yaşıyorum ben. bu ibneler nereden nasıl gelecek anlayamadık...
-başkomutan pangar olarak oyun sonrası yaptığım savunma planının hala arkasındayım. zerhoşluk yüzünden coşmuş olsam da bence düzgün bir defence : )
-bir de bu oyun ne rog şov oldu be arkadaş. seke seke omuzlarda, koridorlarda gezmeler, canavarlara crit yapmalar... piyuuuu...
-engin diyemoğlu'nun eline ağzına sağlık diyorum. dungeon işleri her zaman tempo düşürücü oluyor. ama ibne paizo da bundan vazgeçecek değil haliyle. zike zike girecez oralara. dancına rağmen tansiyonu yüksek, güzel atmosferli bir oyun oldu. benim için önceki oyunlardan farklı olan kısmı geçmişimiz kasabaya bağlı olduğu için bazı konularda kolay ilerlememiz ve aldığımız destekler. bu hem atmosferi, hem geçmişlerimizi hem karakterlerimizi destekliyor. buranın yabancısı olsak mancınık yaptıralım, alchemist fire yaptıralım diye bir gün uğraşırdık devlet kapılarında. böyle olması, ufak tefek aşamaları çabuk geçiyor olmamız hoşuma gidiyor. oyunumuzu ilerletiyor.
diyeceklerim bu kadar. öperim.