|
| MKvA genel değerlendirme | |
| | |
Author | Message |
---|
valost
Posts : 2847 XP : 8584 Join date : 2008-11-20
| Subject: MKvA genel değerlendirme Sun Feb 28, 2010 5:24 am | |
| Ah o sleepler zamanında atılsaydı ben de mışıl mışıl uyuyodum şimdi. Ne oyun oldu be : ) | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7975 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Feb 28, 2010 12:42 pm | |
| Herkesin, elbette en başta Volkan Diyemoğlu'nun ellerine sağlık. Çok yoğun, bol debdebeli ve maceralı bir oyun oldu.
Şimdi yazdığım şey bu son oyunun değerlendirmesi elbette ama okurken biraz daha farklı gelebilir herkese. Önceki seanslarda ve bu oyunda kafama takılan şeylere dair bazı maruzatlarım var çünkü. Biraz dağınık olursa yazdıklarım kusura bakmayın lütfen. Söylememe gerek var mı bilmiyorum da, burada yazdığım eleştiri tadındaki herhangi bir şey direk bir şahsa falan değil, benim gerçek hayattaki kardeşlerimin eşlerimin dostlarımın kişiliğine karakterine değil, benim de yhenni olarak içimde olduğum gruba ve grubu oynatan diyeme toplucadır.
Üstteki paragrafta "önceki seanslarda da" dedim, onun yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Her oyunda "ooof bu da böyle mi oldu" diye kafamda not alıp hesap tutuyor değilim, ama oynadıkça ufak ufak bazı şeyler birikebiliyor. Dolayısıyla yazdıklarıma bir kan davası olarak değil, belli bir birikim sonucu getirilen eleştiriler olarak bakarsanız sevinirim.
*
1. Grup içi demokrasi.
Selen/Tinen daha önceki bir oyun değerlendirmesi yazısında biraz yazmıştı. Grupta ya Korian'ın ve/veya Wanwe/Sebastian'ın istediği oluyor sanki diye. Birebir ne dediğini hatırlamıyorum, aşırı sapıyorsa yazdığım şey dediği şeyden, söylesin Selen de. Ben bu zamana kadar arada böyle emareler görsem de grubun genel fikir alışverişinde nihayetinde böyle bir şey olduğunu düşünmüyordum. Ancak dünkü oyunda birkaç kilit noktada ve devamında maalesef böyle bir şeyin bariz şekilde olduğunu gördüm.
Ben Can/Yhenni olarak bir şekilde karşılıklı uzlaşılarak karar alınması taraftarı bir insanım. Ha, elbette her seferinde mutlak konsensus olsun, tek yumruk gidelim diye bir saplantım heralde yok. Tıpkı gerçek hayatta sürekli uzlaşma vs olmadığı gibi, burada da yok. Ona bir itirazım yok. Birisi grubun çoğunluğunun aldığı kararı sevmeyebilir, istemeyebilir, bütün bunlar normal. Ancak normal olmayan kısım bundan sonra başlıyor.
Dün ben o mağaraya o şartlarda girmek istemiyordum. Bunu da çeşitli şekillerde defalarca belli ettim. Önümüzü göremeyeceğiz dedim, dışarıda duman yakalım dedim, içeride gazyağı mı yaksak dedim, Marinda şimdi bile ölmüş olabilir, sabah erken saate kadar beklesek mi dedim. Benim bu dediklerimin hepsi saçma olabilir, hiçbirisinin ipe sapa gelmez bir tarafı olmayabilir. O ayrı bir şey. Beni rahatsız eden, bunların "yok sayılması" ya da "geçiştirilmesi" oldu. Vahim bir noktada olduğumuz ve dolayısıyla grubu da asla yalnız bırakmayacağım için orda inat etmedim ve girdim. Benim orda ısrar ettiğim şey birisi beni karşıma alsın sabaha kadar tartışalım, değildi elbette. Ama en azından bir iki dakikalığına birisinin beni muhattap alıp fikirlerime karşılık geçerli bir şey söylemesiydi. Buna benzer şeyler daha önceki seanslarda da bu kadar ciddi derecede olmasa da oldu, ama dediğim gibi bu kadar bariz değildi. İçeri girip girmeme konusunda benim kararımın ne olduğu belli değilken, ama en azından olumlu olmadığı belliyken Yhenni legosunun o tahtada ilerletilmesine bozuldum. Orada kendi legomu geri çekecek, alooo hadi bana da sorun, diyecek halim yok, çünkü sürüyle başka öneri söylemişim, bir şey bekliyorum.
Bunun dışında, grup içi diyaloglarda ben elimden geldiğince sorumu, önerimi, düşüncemi ya da cevabımı herkese yöneltmeye çalışıyorum. Herkesin fikrini almaya, ya da herkesin fikrini sormaya çalışıyorum. Ancak neredeyse her seansta belli bir yerden sonra Sebastian Korian'a soruyor ne yapılacağını, Korian Sebastian'a. İkisinin de gözlerinin içine bakıyorum ama karşılık aldığım zamanlar o kadar az oluyor ki. Bu söylediklerimin benim evhamım olup olmadığını daha önceki oyunlarda da, bu son seansta da düşündüm ama olabildiğince objektif olarak baktığımı düşünüyorum ve evham gibi gelmiyor bana. Bu grubun adı MKvA, eyvallah, ama ben bu adın bir gerçekten çok bir espri olduğunu düşünüyordum. Gerçekse eğer, MKSvA olması daha mantıklı oluyor bu durumda zaten.
2. Diyem - Grup ilişkisi
Bu konuda da kafama takılan şeyler var. Burada Volkan/Diyem'in herhangi bir emeğine uğraşısına saygısızlık özensizlik göstermek gibi bir düşüncemin olmadığını benden iyi siz biliyorsunuzdur herhalde. Ancak üsttekiyle bağlantılı olarak burada da diyem oyunu anlatırken neredeyse her zaman direk Korian'a ve Korian ve Sebastian'a anlatıyor. Bunun üzerine de çok düşündüm, yahu ben mi ilgilenmiyorum, ilgisiz mi davranıyorum, oyuna konsantre mi olmuyorum diye. Ama hakikaten öyle değil. Diyemin gözünün içine bakıyorum arada bana da anlatsın diye ama olmuyor. Bizim liderimiz Korian, o yüzden ona anlatıyor diyeceğim ama öyle bir durum da yok (en azından benim bildiğim kadarıyla yok, öyleydiyse ve ben bilmiyorsam gerçekten pardon). Dünkü oyunda Morgo benle Korian'ı içeri çağırdığında da Morgo Korian'a anlatıyor, arada ben bir şey söyleyecek oluyorum, sonra tekrar Korian'a dönüyor. CHA'sı benden çok mu yüksek Korian'ın bilmiyorum, öyleyse ve bu bu kadar etkiliyorsa eyvallah, ama insan karşısında oyun sürekli bir başkasına anlatılırken bir süre sonra çok parçası gibi hissedemiyor kendini. Her oyuna diyeme bakarak başlıyorum, bir şey anlatılırken, bir npc'yle konuşulurken falan, ama bir süre sonra bu bahsettiğim durumdan dolayı başlıyorum sağa sola ya da önüme bakmaya.
3. Dünya
Bu söyleyeceğim bir eleştiri falan değil. Sadece bir oyuncu olarak oynadığım dünyayla ilgili olarak ne hissetiklerim. Bu dünya beni çok korkuttu ve yordu. Başımıza gelen olaylar ve karşımıza çıkan karakterlerden her seans daha çok korkar ve gerilir oldum. Baran, Mor Ejderlerin başı, Thoros, Morgo, Marinda; hepsinden sürekli azar, ayar, yakalanıp tutsak edilme, sürekli birilerine kendimizi kanıtlama. Bi Lannet'i sevmeye başlamıştım, o da bütün paramızı aldı gitti. Güvenebileceğim biri, kendimi güvende hissedebileceğim bir yer, bir şey yok gibi hissediyorum kendimi. Dediğim gibi, bunların başımıza gelmesinde grup olarak bizim aldığımız kararların da etkisi vardır elbette, ona bir şey demiyorum. Sadece ne hissettiğimi söylüyorum.
4. Oyun/seans süresi
Bu konudaki düşüncelerimi de gerek Şen Haramiler değerlendirmelerinde, gerek yüzyüze, gerek de MKvA değerlendirmelerinde pek çok kez dile getirdim. Benim belli bir saatten sonra kafam kaldırmıyor. Bu konuda hatalı olan benim. Bir şekilde söylemem lazım artık kafamın kaldırmadığını ve beynimin yandığını. Ama gerek herkesin vakti her zaman uygun olmadığından, herkes vaktinden fedakarlık yapıp orada toplandığından söylemek istemiyorum, söyleyemiyorum. Ancak genel olarak oyunlarda belli bir vakitten sonra ister istemez konsantre olamıyorum, karaktere giremiyorum ve yapılması gereken şeyleri düşünemiyorum. Bu da benim oyundan zevk almamı engelliyor.
*
Evet genel olarak benim paylaşmak istediğim, kafamı, gönlümü rahatsız eden şeyler bunlar. Farkındayım, direkt bu oyunda olan bitenlerle, yaptıklarımızla ilgili bir şey söylemedim. Önce bunları bir anlatmak istedim çünkü. Tekrar ediyorum, kimseyle kişisel olarak herhangi bir problemim yok. Ve herkesin, en başta da Volkan diyemin verdiği emeğe, ayırdığı zamana saygım ve ondan da çok sevgim sonsuz. Ancak bunlar da benim gerçek, samimi hislerim.
Umarım o gözle okursunuz ve umarım buradaki herkes fikrini açıkça paylaşır. Farkında olmadan ters, kırıcı bir şey söylediysem şimdiden, gerçekten özür dilerim.
Geyik Not: lan barış ibnesi , dün bi eyvallah demeden inmişsin gitmişsin aşağılara. Ben bizde kalıcan sanıyodum, bi baktım Barış yok. Stephanie de öyle sanıyomuş, o yüzden bişey demeden yatmış. öpüyorum. : ) | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9096 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Feb 28, 2010 6:38 pm | |
| can'ın yazdıkları üzerine düşünüdüm, bıraksanız söyleyecek çok fazla şeyim var. oyun özelinde mi değerlendirsem, kavramsal olarak rpg konseptinden mi girsem, kendi gözümden ayrı oynattığım karakterin gözünden ayrı mı anlatsam, DM tarafından mı baksam... : ) bilemedim, o yüzden çok temel birkaç şey söyleyeyim şimdilik. can'ın yazdıklarını ıskalıyorum ya da atlıyorum gibi anlaşılmasın. can'a katıldığım, az katıldığım ve katılmadığım yerler var : ) sadece birebir cevap veriyor gibi olmayayım istedim şimdilik. muhabbet devam ettikçe daha yazarım zaten.
(acaba bu tartışmayı ayrı, genel bir mkva ya da frp tartışması olarak başka bir başlığa mı taşısak diye de düşündüm. daha iyi olur derseniz öyle de yapabiliriz.)
bir kere biz bu oyunu herşeyden önce eğlenmek için oynuyoruz. güzel vakit geçirmek için toplanıyoruz. bunu engelleyen/azaltan şeyler her neyse ortadan kaldırmak, herhangi bir oyun mekaniğinden, hikayeden, gruptan, karakterlerden herşeyden önemli.
bu yüzden can'ın bu eleştirilerini bu şekilde yazmış olması bence iyi.
ben son oyunda ve önceki oyunlarda hep çok eğlendim. ama herkes eğlenmiyorsa, bunu sağlamak için ne yapmak gerekiyorsa yapalım, konuşalım. benim kişisel olarak söyleyeceğim şudur: eğer kendi eğlencem adına başkalarının eğlencesinin önüne geçtiysem (ki bunu yapmamaya selen'in eleştirileri üzerine son oyunda özellikle dikkat ettim göya) üzgünüm ve özür dilerim.
karakterlerimizi konuşalım (motivasyonlarını, neyi neden yaptıklarını ve bunun oyun eğlencesine etkisini), her birimizin oyun tarzımızı konuşalım (karakterimizle ilişkimizi, öne çıkma/geride kalma dengemizi, nasıl bir oyun oynamak istediğimizi, bu oyuna ne kadar zaman ayırmak istediğimizi), DM-dünya-oyun-oyuncular ilişkilerini konuşalım. orta yol, en zevkli neyse onu bulalım, öyle devam edelim. | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8584 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Feb 28, 2010 8:29 pm | |
| can'ın diyem-grup ilişkisi üzerine eleştirileri için diyeceğim şey şu, engin ilk oyunumuzdan sonra bu eleştiriyi yaptı. ben de bu konuda özen gösterdim ve dikkatimi olabildiğince herkese eşit dağıtmaya çalıştım. oyun içinde de çok dikkat ettiğim, çaba gösterdiğim mevzulardan biri ve başardığımı sanıyordum ama becerememişim demek ki. yine de özellikle can'a baktığım anlar hatırlıyorum. özellikle herkese dönüp baktığım anlar var. teker teker ilgilendiğim, hatta seslenerek çağırdığım anlar bile oluyo, az bi bana bak, diye. önceden kafanıza takılan bi şey tekrar gözünüze çarpmış olabilir. ben olabildiğince adil davranmaya çalışıyorum. ama npcler konusunda karizmanın ve ortadaki mevzunun açık bi etkisi oluyor. npc kiminle ilgileniyorsa ya da kim öne çıkıyorsa ona dönüyorum. half-orc kardeşimizin gözü orrath'taydı mesela, diğerler npcler genelde çok ilgilenmez kendisiyle.
oturuşumuz da çok etkiliyo bu durumu. dünkü oyunda engin ve selen dibimdeydi. mert genel olarak zaten önüne bakıyor, bi saatten sonra da can'ı gözden kaybettim : )
göz göze gelemediğimiz anlar oluyo elbette. ben de en yakınımdaki ya da bana dikkatini en fazla verene dönmek zorunda oluyorum.
ayrıca arada ben de oyun içinde sizi arıyorum. size bakıyorum başka bi şeyle ilgili olduğunuz anlar oluyo ama tabi bu sizin değil, benim kusurum. oyunun bazı anlarında demek ki kaçırıyorum sizi. tam bi konsantrasyonu sağlayamıyorum. bir sonraki oyunda daha eşit bi dağılım yapmaya çalışırım. kusuruma bakmayın.
grup içi dengenizle ilgili olarak pek bi şey diyemicem. o daha çok size kalmış bi şey. benim çok fazla müdahil olabileceğim bi şey değil bu. ama birbirinizi dinlemediğiniz konusundaki eleştirimi tekrarlayabilirim sadece.
onun dışında faerun karışık, oyuncaklı bi dünya. bu dünyaya benim yaptığım bi yorum ve sizin yaptığınız bi yorum var. bunun sonucunda da bizim "faerun"umuz böyle oldu. Morgo gibi bi adamın tutsağı olurken, bi half-orc şefinin çadırına konuk olabiliyorsunuz bazı coğrafyalarda. bunun dışında oyunun genel konsepti, maceralar vs ile ilgili sıkıntılar içeriyosa bu eleştiri, onu da konuşalım. | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7054 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Feb 28, 2010 10:46 pm | |
| bu konuşmaları ayrı bir başlıkta yapsak belki daha yararlı olabilir. benimde can'a katıldığım ve katılmadığım noktalar var. karakterin dediğini yaptırmak istemesi noktasında ubor için konuşuyor olsaydım başka konuşurdum. uboru her boka karışıp, dediğinde ısrarcı bir adam olarak oynatsamda son oyunlarda bundan vazgeçmeye çalışıyorum. kafamdaki karakteri uborun özelliklerini göz önüne katarak kasıyorum oyunlarda. sebastian wagnere geldiğimizde ise can'ın söylediği hususlar kesinlikle doğru kendi adına ama bir yandan böylede olması gerekiyor. sebastian harpers olmak isteyen bir adam, daha en başta yaratırken buna göre yaratıldı zaten. corian üzerine oynaması ise onun grupta sebastianın planlarına en uygun adam olması. orrattı pek sallamıyor, tinen ona göre fazla namuslu, yenni ise kafasındaki şeye tam uymuyor. guruba soylu bir adam katılsa sebastian onu gaza getirmeye uğraşır mesela... örnek olarak 3 kişinin dönelim demesine rağmen inatla devam edelim demesi, bu entrikalı durumu merak edip çözmek istemesinden kaynaklanıyor. daha başka bir yerde konuşalım ayrıntılı, hızlı hızlı yazıyorum şimdilik. fakat sebastian yine kendi dediği olsun diye arkadan arkaya kafalara girmeye devam etmek durumunda, olayı bu.. | |
| | | caelumluna
Posts : 618 XP : 6442 Join date : 2008-12-16
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Mon Mar 01, 2010 5:39 pm | |
| Frp tecrubem sifir ama bende yani 2 kurusumu koyuyorum, (super ceviri)
Benim daha once izledigim Sen Haramiler oyunlarinda, mesela Volkan'in evindeki oyunda Engin masa da herkese neredeyse ayni mesafede oturuyordu, Can'da izledigim ilk oyunda da televizyonun karsisindaki kanepedeki grup yer degistirdi zaman zaman. Bu acidan DM'e olan fiziksel yakinlik oyunun kalitesini oynayanlar icin cok etkiliyor gibi. Buna bagli olarak, izledigim Mkva oyununda ise (bana gore) Can ve Baris bir asamada oyundan dustu, oturduklari konum nedeniyle. Bir ara Baris ayakta oynadi hatta, oyundan dusmemek icin gibiydi neredeyse.
Bir gozlemim de, Sen Haramiler tam Band of Brothers gibi, acaip guzel bir uyum var. MKvA sanirim ya dogasi geregi ya da cok genc olmasindan dolayi oyle bir havaya sahip degil, fakat bunun otesinde bir iletisimsizlik var gibi geldi bana. Can'la ayni seyleri soyledigimizden emin degilim, bana daha cok grubun birbirini tanimiyor olmasindan kaynaklaniyormus gibi geliyor. Hatta bu kadar oyun olmus, daha grup birbirleri hakkinda cok temel seyleri sanki bu oyunda ogrendi.
Oyundan akilda kalan ozet goruntuleri de oteki tarafa yazacagim | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8584 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Tue Mar 02, 2010 9:47 pm | |
| bu konuda herkes düşüncelerini belirtsin. ihmal etmesin. son olarak benim de ekleyeceklerim olacak. | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7054 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Tue Mar 02, 2010 11:01 pm | |
| kısaca yazayım düşüncelerimi, kırılmaca gücenmece yok... sonuçta oyun oynuyoruz ve amacımız eğlenmek. öncelikle bi planım vardı ama sallamadılar fikrine katılmıyorum. tamam oyun içinde karakterlerimizin belli özellikleri var ve bunlara önem gösterip göz önüne almamız gerekiyor. ne kadar yapabiliyoruz tartışılır ama çok basit örnekler verirsem güç gerektiren bir şeyde herkez orrata bakar, konuşma durumlarında corian tinen ve sebastian, eğer gizli saklı bir iş varsa herkez yenniye yaslanır... fakat tabiki böle matematiksel yürümüyo herşey, yürümemesi lazım belkide. sonuçta int olsun cha olsun puanlar ne olursa olsun herkezin bir fikri var. (int i düşük valost gerektiğinde saçmada olsa inatla savunabilir fikrini) yani demek istediğim burada fikirlerin dinlenip dinlenmemesi karakterin kontrolünde aslında. örneklerden gitmenin çok ta doğru olduğunu düşünmüyorum ama o mağara ağzı durumunda bana ateş yakmak çok mantıklı gelmemişti mağaranın yeterince büyük ve bir çıkışının daha olma ihtimalini göz önüne aldığımda. ama eğer yenni buna inanıyorsa savunmalı. diğer tipler sallamıyorsa bile inatla hatırlatmalı. gurup mantığının gereği illaki biri daha fazla dinlenecektir nasıl lostta doktora bakıyorsa herkez burada da öle bir durum olabilir. ama bu diğerlerinin fikirlerinin sallanmadığı anlamına gelmez. eğer karakter inanıyorsa düşüncesine gerekirse gitmez, yapmaz. .. hatamız belkide gurup olalım, beraber hareket edelim mantığından kaynaklanıyor. ama şöle diyeyim; guruptan ayrı hareket etmek gerekiyorsa karakter adına o zaman ayrı hareket et. kimse bir şey diyemez böle bir durumda. hatta belki de çok güzel olur. yani örnek vereyim: bu oyunda hepimiz (en azından ben)o sandığı açmak istiyordum ama orrat öle bir kesin konuştuki orada istediğim şarkıyı söleyim, istediğim eyyamı yapayım onun fikrini değiştiremem. selen dedi geçen oyun değerlendirmelerinin birinde beni sallamıyorsunuz diye, bakın şöle diyeyim; eğer karakterin sallanmadığını düşünüyorsanız ama yinede istemediğiniz şeyi yapıyorsanız o zaman hatalı siz olursunuz. yapmamak hiç bir şey kaybettirmez. tinen bir çok durumda ben yokum eğer böle yapacaksanız diyebilirdi, türlü eyyamlarımıza karşı durup hayır ben bu işte yokum diyebilirdi. bakın ben wanveyi böle bir duruş yüzünden bıraktım. artık karakter gereği hep beraber devam etmenin bir anlamı yoktu ve bende çözümü wanveyi guruptan ayırmakta buldum. size demiyorum eğer guruptan ayrı düşüyorsanız yeni bir karaktere yelken açın diye ama şunu diyorum; guruptan ayrı düşüyorsanız sizde gurubu kendinize uydurun. bu oyunun mantığı bu. hayatta kimse bize istediğimiz bir şeyi yaptıramaz. tamam oyunda zevk almak istiyoruz, hep beraber bir şeyler yapmak istiyoruz, kabul; ama bu demek değil gurubun yönelimi doğrultusunda istemediğimiz şeyleri yapalım. en başta dediğim gibi herkez bir fikri varsa bunu dinletmek zorunda, eğer oyun mekaniği gereği atladığımız yerler varsa bunu tartışırız. yani ne bileyim senin hayvani bir dex in varsa ama her türlü çeviklik gerektiren harekette ben atlıyorsam ortaya okey, sen deki hop, dur bakalım. bunu konuşuruz. ama genel bir durumda fikir belirtirken kimse sölenen şeyi sallamıyorsa önce bi bakmak lazım acaba ben yeterince savundum mu fikrimi diye... volkan diyeme gelecek olursak benim bir şikayetim yok, hatta biliyorsunuz kendi arkadaşlarımın gereksiz yere sırtını sıvazlamayacağımı ama demem lazım ki çok başarılı buluyorum. oyundan çıkarmak zorunda kaldığım wanveyi oynatırkende çok iyiydi şu anda öyle. hatta engin yanlış anlamasın ama yeni bir diem gözüyle herşeye çok hassas yaklaşıp olabildiğince ayrıntıcı oluyor, herşeyi hesaba katmaya çalışıyor. bunu oyun içinde ve sonrasindeki konuşmalarımızdan biliyorum. göze bakma hususu çok başka bir olay. bir ortamda eğer müzik konuşuluyorsa herkez bana bakar çünkü en çok lafı ben ediyorumdur, ya da resimde engin, çeviride can, beşiktaşta mert... yani demem o ki sen ne kadar adapte olursan o kadar sallanırsın. oyunun sonlarında yorulduğum için hiç göz teması kurmadık volkanla. ama biliyorum bunun benden kaynaklandığını. bir yandan şunu da demeliyim oyunda baskın karakterler tabiki var ve bunlar illaki ön plana çıkacak ama bu baskın karakterlerin ön plana çıkması oyuncunun başarısıdır yoksa hiç kimse kapitalist bir mantıkla güçlü olanın yanında yer alıp puan kazanmaya çalışmaz. en azından bu bizim gurubumuzda olmaz. az bir şey oluyorsa bile bu forum sayesinde yaptığımız yorumlarla bunu inceltmesini biliriz. şimdilik bu kadar, bir çırpıda yazdım. sözlerim sakın sert gelmesin sadece aklıma gelenleri yazıyorum frp üzerine. kusurlar da vardır illa ama bu gün geçtikçe düzelecek, eşyanın tabiatı gereği evrilmek zorunda.. | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7054 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Tue Mar 02, 2010 11:15 pm | |
| bir şey daha var demem gereken ve aslında tüm bu sorunların temelini teşkil eden. karakterlerimizi bilmiyoruz. bakın ben uborun özelliklerini o kadar iyi biliyorum ki her şeye karşı bir plan yapabiliyorum ama sebastian için aynı şeyi söyleyemem. bunu öğrenmem lazım, bu benim eksiğim. sebastianın şu özelliği nedir bu büyüsü ne işe yarar, şöle bir durumda böle davransam ne olur bunları bilmek lazım. bunlar çok çok büyük eksikler. düşünün bir hayattasınız ama ne yapıp yapamadığınızı tam bilmiyorsunuz. önce karakter olarak tüm yetenekleri öğrenmek gerekli. herkezin her türlü durumda yapabileceği bir şey vardır. bakın ingilizce bilmememe rağmen muhteşem bir rehberim : ) çünkü diğer özelliklerimi kullanıyorum, kişi kendini bilmeli.. | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9096 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 03, 2010 4:38 am | |
| şimdi galiba mesele şu: her rpg oyununda oyuncular arasında bir social contract (toplumsal sözleşme?) olmak zorunda. ’’oyun esnasında televizyonu açmıyoruz’’dan, ‘’herkes karakterine uygun kostümle gelecek’’e kadar herşey buna dahil. yine de bu genelde bu oturup konuşulan bir şey olmuyor, herkesin bir şekilde ortak bir yerde buluşması bekleniyor. ya da oyunlar bir yerde dağılıp gidiyor.
biz, birbirimizi iyi tanıyan ve uyumlu insanlar olduğumuzdan oyun öncesinde böyle bir konuşma yapmadık. haramiler oyununda şans eseri bir şekilde kimya tuttu. ama can’ın yazdıkları mkva için çok iyi anlaşamadığımızın işareti.
geç olsun güç olmasın : ) şimdi konuşuyoruz. ben de fikirlerimi söyleyeyim. mert ve selen’in de katılımı gerekiyor tabii.
şimdilik olayı 3 açıdan değerlendireceğim: 1. grup içi demokrasi 2. oyuna katılım 3. karakter canlandırma
1. grup içi demokrasi: bence grup içi demokrasi her zaman beklenen bir şey olmak zorunda değil. grup, içlerinden seçtiği bir liderin kararlarına göre hareket ediyor da olabilir, kararlarını yazı tura ile belirliyor da olabilir, DM herşeyi o kadar lineer sunar ki karar vermeye gerek kalmayabilir.
bunların hepsi geçerli olabilir. ama iki koşulda: + grup dağılacak noktaya gelmemeli: klasik RPG konsepti ve oynanış biçimi gereği grubun birlikte ve belli bir uyum içinde hareket etmesi gerekiyor. karakterler arası fikir uyuşmazlığı ve çatışma güzel bir şey. ama iş grubun dağılmasına geliyorsa, aslında bir anlamda oyun da dağılıyor.
+ ve en önemlisi: herkes eğlenmeli. ben, şahsen, bir necromancer’in undead uşağını oynamaktan bile zevk alabilirim. ama bunu yapmaya ben karar vermişsem ve bundan eğleniyorsam.
bence bir karakterin karizması/goygoyculuğu/ikna yeteneği/inatçılığı/kararlılığıyla grubun geri kalanını etkilemesi de gayet geçerli bir oyun biçimi. sebastian karakterine ve barış’ın oyayış biçimine baktığımızda zannediyorum o da aynı şekilde düşünüyor. ancak örneğin can, kararların oy birliğiyle verilmediği bir grupta oynamak istemiyor, bundan eğlenmiyorsa, bunu nasıl çözebiliriz düşünelim. benim ilk aklıma gelen şey sebastian ve korian’ın davranış biçimini değiştirmek (yani aslında onları başka karakterlere dönüştürmek) ya da grubu sıfırdan yeniden oluşturmak.
ha, oyuncular arası demokrasi tabii ki beklediğimiz bir şey : ) kimsenin kimsenin lafını kesmemesi, oyununa engel olmaması, rol çalmaması tabii ki gerekiyor. bu konuda bir ayıp ettiysem, daha önce de dediğim gibi, yanlış yapmışım. bu bağlamda, iş eğer can’ın isteği dışında yhenni legosunu ilerletilmesine geldiyse ortada ciddi bir yanlış var demektir.
ama hemen buradan oyuna katılım konusuna geçeyim.
2. oyuna katılım: bu iş biraz yumurta/tavuk misali. oyuna ne kadar katılırsan o ölçüde geri dönüş alırsın. aynı şekilde, oyundan ne kadar geri dönüş alırsan, o ölçüde oyuna katılırsın.
barış’ın yazdıklarından anladığım, herkesin oyuna daha fazla katılmasını istediği. haramiler ve önceki oyunlardan da gözlemlediğimiz kadarıyla barış’ın oldukça aktif bir oyuncu olduğunu zaten biliyoruz. açıkçası mkva için, oyuncu olarak ben de aynı fikirdeyim. burada bahsettiğim tabii ki başkasının üzerine çıkmak değil. olayları daha iyi takip etmek, durumlara daha aktif tepki vermek, DM ve diğer oyuncularla daha fazla ilişki kurmak, karakterini daha iyi canlandırmak... örneğin selen, ‘'tinen’in lafı dinlenmiyor’’ dediğinde, ona ‘'oyuna daha fazla katıl, daha çok lafa gir, daha aktif ol’’ diyorduk. diğer yandan, mert orrath olarak pasif davrandığında, ona ‘'abi bi sorun mu var, sıkılıyor musun,’’ diye sorunca, ‘'ben böyle eğleniyorum, böyle seviyorum,’’ diyorsa yine problem yok.
ben her zaman, DM’liğin de tecrübesiyle, herkesin oyuna katılabilmesine dikkat ederek oynamaya çalışıyorum. ancak kendimi oyun heyecanına kaptırmam dışında grup içinde fazla aktif olmama bir neden daha olabilir: karakter canlandırmaya verdiğim önem.
3. karakter canlandırma: ben, korian’ı oyun öncesinde inatçı, kararlı, fazla kibirli, zaman zaman hırslı biri olarak tasarladım. ayrıca arkadaşlık, aile gibi bağları önemsemeyen, hatta anlamayan, bu yönden hem kimseyi siklemediği için manipülatif olabilen hem de sosyal yönden bozuk bir karakter olarak düşündüm (kabul ediyorum, ideal bir takım oyuncusu değil). oyun ilerledikçe de wanve-orrath arasındaki ilişki aile kavramına bakışını, grupla genel ilişkisi de arkadaşlık kavramına bakışını değiştirebilir gibi düşündüm.
karakter canladrma, benim için oynunun en çok önem verdiğim ve en çok eğlendiğim kısımlarından biri. bu yüzden karaktere hep doğru canlandırmaya çalıştım. bunu önemsediğimden, grubun geri kalanını uyuz edecek ya da oyuncu olarak beni diğer yönlerden daha az eğlendirecek durumlar olduğunda bile korian’a sadık kalmaya çalıştım. ama korian’ın değişime açık olmasını da hep istedim/istiyorum (bahsettiğim bir sabah kalkıp başka biri olmak değil tabii). aynı zamanda korian’ın ölümünü de karaktere dahil görüyorum, gruptan ayrılmasını da.
oyun tarzı olarak korian’a saygım o kadar büyük ki, karakter dışı davranmaktansa onu gruptan ayırmayı tercih ediyorum (barış’ın wanve’ye yaptığı gibi). yine aynı bağlamda, karaktere saygın davranmakla grup içi demokrasiyi iki kefeye koyduğumda, karaktere uygun davranmak ağır basıyor.
yine de, en başta da dediğim gibi, en büyük amacımız eğlenmek olduğundan bu herşeyden ağır basıyor : ) | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9096 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 03, 2010 4:47 am | |
| | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7081 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 03, 2010 9:05 am | |
| şimdi öncelikle şunu söyliyim, ben frp oturumlarından en fazla birlikte birşeyler yapmış olduğumuz için eğleniyorum. yani sizi haftada bir belki görüyorum belki göremiyorum, hep beraber ise son zamanlarda ancak frp'de birlikte olabiliyoruz. o yüzden her frp oturumuna zevkle katılıyorum, oyun birlikte olmamızın bir meyvesi oluyor!!!! (bu cümle çok acaip oldu)
bununla beraber oyunla ilgili, oyuncular arası ilişkiler ile ilgili, oyuncu diyem ilişkileriyle ilgili değinilen noktalar var. oyuncular arası ilişkiler ile ilgili sorunun nedenini tam olarak çözemesem de oynadığımız mkva partisiyle alakalı olduğu aslında çok açık. şen haramiler bir şekilde her durumda kimsenin gönlü kalmayacak şekilde hareket etmeyi başaran bir grup haline geldi. ama bu hale gelirken de Engin'in bizleri bazı konularda uyardığını hatırlayalım. Ne demişti, Şen Haramiler karakter bazlı oynanmıyor artık, bir parti mantığı var ve partinin amacı için herkes ona göre hareket ediyor. Bu fikre çoğumuz katılmakla birlikte bunun bir zararı olmadığını, hatta şen haramiler’in bu konseptinin özellikle güzel olduğunu belirtenler olduydu (ben dahil). Bunlar bir kere konuşulduktan sonra bir daha da mevzusu açılmadı zaten, biz de iyice olaya girip kendimizi kaptırdık ve oyun öyle bir hal aldı ki gerçekten aramızda leb demeden leblebiyi anlar hale geldik. Ben hala onun tadının ayrı olduğunu düşünüyorum. Yani o konseptten bir şikayetim yok. Ama işte mkva başka bir şey olmaya çalışıyor, ve bu süreçte ilk defa değil başından beri sıkıntı yaşanıyor.
Benim başından beri bütün frp oyunları esnasında en çok rahatsız olduğum, kalkıp gitmek istediğim tek bir an oldu. Korian ve Wanve’nin Volkan’larda oynadığımız oyunda birbirlerine girdiği an. Orda benim hissettiğim tartışan Korian ve Wanve değil, baya baya Engin ve Barış’tı. Şimdi sorsam yok ne alakası var diyecekler ama bana göre öyle değildi işte. Resmen ikisininde sinirden gözleri doldu. Karakterlerin egoları kendi egolarıyla karıştı. Sonunda zaten Wanve gruptan ayrıldı. Şimdi mkva’da bir parti amacından ziyade karakter hikayelerine ve özelliklerine önem veriyoruz tamam ama birbiriyle anlaşamayan karakterleride bir party içinde oynatmaya kasmanın ne kadar zor olduğunuda görmüş oluyoruz böylece. Madem amacımız eğlenmek, party ve karakter yaratımında birbirinden alakasız karakter yaratalım ondan sonra onları alakasız bir şekilde bir araya getirip oynatmaya çalışalım, oynayan oynasın demek çok saçma oluyor. Orrath sessiz sakin kalıyor dediniz, bu karmaşanın içinde o da ben onu yapmam bunu yapmam bunu böyle yapacaksınız diyeyim boşuna gerginlik. Ha tekrar edeyim ben Orrath’ı bu nedenlerle sessiz oynatıyorum değil, ben Orrath’tan çok memnunum, her geçen oyun daha da memnun kalıyorum. Sadece örnek diye dedim. Ama karakterin yapısı bu diye kestirip atmak işin en kolay tarafı. Eğer bir grubuz diye dolaşıyorsak karakterlerin kendinden ödün vermesi gerekiyor işte. Yoksa gez abi tek başına, ne kasıyoruz. Yani olaya hikaye açısından bakarsak eğer, biz niye birarada geziyoruz abi? Tamam hepimizin yapmak istediği birşeyler var, gitmek istediği biryerler var ama biz niye birlikte geziyoruz? Bunun cevabı işte sadece frp hikayesiyle verilmiyor. mkva’da verilmiyor en azından. Biz mkva’da birlikte geziyoruz çünkü hikayenin yanında Can, Engin, Barış, Selen, Mert ve Volkan olarak birlikte frp oynamak istiyoruz. Bunı çıkartırsan elimizde kalan hikaye yeterli değil bana göre. Bunun yeterli olmamasının nedenleride hem karakter geçmişlerinde, hem karakterlerin birbirlerini tanımasındaki sorunların hala devam ediyor olması. Birbirlerini tanımayan, birbirlerinin ne istediğini bilmeyen, birbirlerinin isteklerine saygı duymayan adamlar olarak gezmek saçma değil mi? Barış’ın dediklerine tam katılamıyorum çünkü çok kesin ve net çizmiş çizgilerini. “Karakter gruptan ayrı hareket etmesi gerekiyorsa etsin, hatta ayrılsın.” Şimdi bu mantıkla Wanve Korian’la birbirine girdi, sonra karakter oyundan çıktı. Şimdi siz böyle oynattığınız için eğleniyor musunuz bilmiyorum ama ben bu oyun tarzını eğlenceli bulmuyorum. Bu tarz belki frp dinamiklerine daha doğru karşılık veriyor, oyun böylece daha doğru oynanıyor bilemiyorum ama ben karakter içi çatışmaların, karakterin fikri bu diye inatla körüklenmesine, işin bir orta yol bulunamayacak şekle sokulmasına karşıyım. Ortada ince bir ayar var, karakter hem grup mantığını benimsemeli, hemde kendi kişiliğini ortaya koyabilmeli. Bunu yapmak zorda olsa elzem. Oyunculara düşen görev hikayenin akışına göre sürekli hem kendisini hemde partiyi kollayıp ona göre oynamak. Bunlar hep genel fikirler tabi, şu şunu böyle yaptı çerçevesinde konuşmuyorum.
Can’ın dediği mağaraya girmeyelim dedim ama sallanmadı anında haklılık payı var. Bende Orrath olarak içeri girmekten yanaydım ama fazla bir tartışma yaşanmadı. Dikkat etmek gerekiyordu genede. Ama gene Can’ın dediği Volkan oyunu Engin ve Barış’a anlatıyor olayından kendi payıma bir rahatsızlık duymuyorum. Rahatsızlık duymamam benim oyuna bakış çerçevemden kaynaklanıyor olabilir. Ha oyunda Sebastian ve Korian’ın dedikleri oluyor kısmı ise ayrı bir durum. Şimdi yarattıkları karakterler itibariyle ikiside goygoycu adamlar. Akla girelim, manipüle edelim, sağa götürelim sola çekelim adamları. Ben Orrath için bir karar vermem gerektiğinde düşünüp taşınıyorum. İlk büyük kombattan sonra Korian ve Yhenni gel diye dil döktüğü halde mesela o kapağı açıp aşağıya inmedi. Sonra kurtarmaya indi o ayrı. Ama genede çoğu zaman, iş entrikaya döndüğünde aklı çelinebiliniyor Orrath’ın. O tartışmaları sıkıcı buluyor. Çok kararlı olduklarında da kim konuşuyorsa işte tamam diyor. Bazı istisnai durumlar hariç bu böyle oluyor. Kendi emin olduğu vaziyetlerde kendi bildiğini okuyor. Burda Yhenni’nin motivasyonunu ise bilmiyorum açıkçası. Bir yandan sinsi bi adam, sohbeti muhabbeti güzel ama çok güvenilmezmiş gibi bi yandan. Bi yandan cesur, yardımcı oluyor kılıcıyla. Bi yandanda her an kılıcı atıp kaçıcakmış gibi =) Ama karar verme aşamasında Korian ve Sebastian’ın kararlılığında değil genelde. Uyaroğlu. Zaten Korian’ın numarası önce alttan alıp, tamam diyip, sonra yavaş yavaş kendi fikrine doğru yönlendirmesi. Tam şerefsiz yani. Yani grup içi demokrasi konuşması gev gev diye kaynıyor bunlar yüzünden. Burda dikkat edilecekse Engin ve Barış savundukları fikri savunsunlar ama bi sağlarına sollarına bakmayıda ihmal etmesinler.
Birde bir Tinen gerçeği var grubumuzda. Onunla ilgilide söyleyeceklerim var. Ama önce Selen kendisi yazsım sonra diyeceğim. | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7054 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 03, 2010 8:17 pm | |
| Barış’ın dediklerine tam katılamıyorum çünkü çok kesin ve net çizmiş çizgilerini. “Karakter gruptan ayrı hareket etmesi gerekiyorsa etsin, hatta ayrılsın.” Şimdi bu mantıkla Wanve Korian’la birbirine girdi, sonra karakter oyundan çıktı. Şimdi siz böyle oynattığınız için eğleniyor musunuz bilmiyorum ama ben bu oyun tarzını eğlenceli bulmuyorum.
buna hemen müdahalede bulunmam gerek : ) demek istediğim bu değil benim:
guruptan ayrı hareket etmek gerekiyorsa karakter adına o zaman ayrı hareket et. kimse bir şey diyemez böle bir durumda. hatta belki de çok güzel olur.
sanırım bunu demişim ve bi hayli fark var her anlamda. ayrılmayı guruptan çıkmak anlamında kullanmıyorum, valostun panterini köyün dışında bırakmayı reddetmesindeki, ya da orratın "bu sandık açılmayacak" lafındaki anlamla kullanıyorum. ilk aklıma geleni söyleyeyim. tinen "siz gidin bu kadının peşinden, benim işim olmaz dönüyorum" dese ne yapacaktık? biz de dönecektik onunla birlikte, demek istediğim karakterin kırmızı çizgilerinin belirlenmesi. o kadarda abartmayalım, ben o kadar da gurup mantığı olmadığını düşünmüyorum. eğer haramiler gibi bir beraberlik bekleniyorsa orada hata var. bu zamanla olur. caleb ve latronun eklenmesi bir şekilde yıllardır bildiğimiz diğer karakterlerin hikayesine eklemlenerek gerçekleşti ve o yüzden farkında olmadan zaten birbirini tanıyan adamlar yarattık. bu gurup öle başlamadı ve dediğiniz gibi bir beraberliğe daha zaman var.
wanve konusuna açıklık getireyim: wanve kavga ettiği için çıkmadı oyundan, ormanda yaşamış ve ilk defa dışarı çıkmış bir elf böle şeyler yaşayıp hapislere atılırsa, o elfi siksen tutamazsın insanlar arasında... corianla oyun içindeki kavgada sinirlendiğim doğrudur, doğru olduğunu savunmuyorum bu durumun ama orada wanve ile barış dirinin egoları karıştı doğal olarak. bu belkide oyuna verdiğimiz önemden, bilemiyorum. ama doğru olan bir şey daha var oyun bittiğinde enginle aramda bi şey yoktu. oyunda karşı çıktığım durum oyuncu barışıda etkiledi ister istemez. nasıl oyunda çok sevindiğim bir durumda oyuncu barış olarak seviniyorsam, kızdığım noktada da oyuncu barış olarak kızıyorum. oyuncu barış olarak oyuncu engine kızmadım ben, coriana kızdım. bunun bilinmesi gerek... doğru ya da yanlış bilemiyorum gerçekten. ve sonrasında enginle konuştuk ne yapılması gerektiğini, engin corianın da oyundan çıkabileceğini söyledi istersem. ama bu öle bir şey değildi, engin orada incelik yaptı wanve karakterine, wanve karakter olarak daha önce dediğim gibi böle durumlara maruz kaldıktan sonra oyunda kalamazdı. ben karakteri oynatmak gerektiğini düşünüyorum, o konuşmaları yapıp devam etmektense ayrılmayı tercih ettim. bir de wanve çok kapalı bir karakterdi öle olması gerekiyordu. gurupta buna benzer bir durum olduğunu düşünmüyorum, belki tinen... o da yazsın hele bi...
aman hemen editleyem : ) belki tinen diyorum da tinen ayrılsın falan demiyorum yahu, aman diyeyim. tinen bizim gülümü, canımız : ) | |
| | | selo
Posts : 265 XP : 5826 Join date : 2009-09-15
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 03, 2010 11:09 pm | |
| Aslında şu an çok yorgunum yarın yazıcaktım ama işte yazim yine… Şimdi nerden başlasam diye düşünüyorum, öncelikle şunu sölemem gerek, açıkçası bu benim en keyif aldığım oyunlardan biriydi. Gerek kamp ateşi olsun, kombatlar olsun, eyyam olsun her şey ayarındaydı bana kalırsa. Bu konuda emeği geçen herkese teşekürü bir borç bilirim!!!(ehünm!) Şimdi bu frp işlerinde benim anladığım kadarıyla şöle bişi var, her karakterin sırası geliyo abicim . Mesela bunu Volkanla da konuşmuştuk, ben rahibeyim diye bana bir çok yerde saygı duyuluyor fakat bu oyunda Komutan Orrath gerçeği ile karşılaştık ya da ne bileyim şehirde Yhenni ile Sebastian’ın kılık değiştirmesi harikaydı ya da Yhenni’nin yine tuzaklı sandıkları açması…ne bileyim yani kötü zar gelmesi durumunda ya da bi işe yaramadığımız durumlarda canımızın sıkılması çok normal, mesela ben Keyla ile oynarken çok baymıştım yani yanımda iki tane paladin göz açtırmıyolardı ben de hırsızlık yapıcam diye geziniyodum ortalarda…. Velhasılıkelam, your time will come demişler. Şu konuya hiç katılmıyorum, guruptan ayrı hareket etmek gerekiyorsa karakter adına o zaman ayrı hareket et. kimse bir şey diyemez böle bir durumda. hatta belki de çok güzel olur… olur da şöyle de bir durum var… Mesela diplomasi kullanarak Tinen , Sebastian’ı ikna etmek istedi dönmek konusunda ama dönse nolucaktı ki? Zaten rahibe ve herkese yardım etmesi gerekiyor ki bu adamlarla belli bir hukuku var, nasıl ölüme yollasın onları? Ki şöyle de bir durum var, parmağınız kanasa ‘üee tinen hanım bi heal at be gözünü sevem’ diyosunuz Tinen’in orada gelmemesi ve dönmesi muhtemelen sizin mağarada osssurmanızla sonuçlanıcaktı. Bi de şöle bişi var bence, yani grup içinde çatışma olması bilmemne bnlar ayrıca eğlenceli değl mi? Sadece gruba uymak için karakterimizi çıkarıp yerine yenisini getiriceksek neden baştan böle karakterleri yarattık ki? Ben genel olarak üç kişi ne derse onu yapmak istiyorum zaten normali de bu, geçen dedim ya işte beni sallamıyosunuz diye Can’ın dediği ile şu şekilde aynı yere geliyo, genel bir eyyam goygoy hali ve coşku var grupta ve anlaşılamıyo bazen diğerlerinin sölediği şeyler, mesela bu oyunda Can’ın hissettiği ve geçen oyunda benim ‘geçide bakalım’ demem gibi… Daha yazarım aslında da kafam çok dağınık, yarın sakin kafayla devam edicem sevgili okurlarım, bu arada Mert de bana laflar hazırlasın bakalım | |
| | | selo
Posts : 265 XP : 5826 Join date : 2009-09-15
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 12:14 am | |
| | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9096 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 9:38 pm | |
| o kadar konuştuk, düşündük, gerildik gevşedik, yazdık, bu iş burada kalmasın hakkaten.
şu ana kadar kimin ne düşündüğünü, nelerden rahatsız olduğunu az çok anladık. çok kabaca da olsa problemlerin ne olduğu belirlendi gibi. ama kimin ne istediği ya da nasıl bir yol bulacağımız konusunda henüz pek bir şey söylenmedi. yapıcı bir şeyler ortaya çıkacaksa asıl şimdi, bundan sonra çıkacak. ne yapacağız ne edeceğiz, devam edeceksek nasıl edeceğiz?..
ben, ikinci bir tur bir şeyler yazmak için can'ın yazmasını bekliyorum. zira ilk eleştirileri getiren ve genel çerçeveyi belirleyen kişi olarak bu yazılanlar üzerine fikirlerinde bir değişikilk oldu mu ya da onun dediklerini ıskaladık mı, devam etmeden önce bilmek gerek diye düşünüyorum.
mert de mesela selen'e bir şeyler daha söyleyeceğini yazmış, sanki lafı yarım kalır gibi bitirmişti yazısını. 'e o zaman ne yapalım' kısmına geçmeden önce söylenecekse onlar da söylensin ve devam edelim derim. | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8584 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 9:48 pm | |
| engine katılıyorum. bir tur daha konuşalım. | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7975 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 10:17 pm | |
| ben de bir tur daha fikrimi belirtmeyi dusunuyorum gercekten de, mert'i bekliyodum, biseyler daha diyecek gibiydi cunku. o yakinlarda yazacaksa ondan sonra ben de yazayim ustune. yoksa bi iki gune yazarim ben de. | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7081 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 11:08 pm | |
| lan millet yazmadı ihale bana mı kaldı? bursadaydım ben haftasonu internetlerim yoktu, yatıcam şimdi. zaten diyecek çok mühim bişeyim yok. yazın siz. | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9096 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Sun Mar 07, 2010 11:16 pm | |
| - Latron wrote:
- Birde bir Tinen gerçeği var grubumuzda. Onunla ilgilide söyleyeceklerim var. Ama önce Selen kendisi yazsım sonra diyeceğim.
bunu biz mi dedik aquğum? : ) | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7054 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Mon Mar 08, 2010 12:15 am | |
| | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7081 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Mon Mar 08, 2010 7:13 am | |
| olm ben diceksem tinen için dicem, size noluyo. siz yazın. zaten demicem bişey vazgeçtim. selen'in yazdıklarından sonra diyeceklerim değişti gerek kalmadı. aqoduklarıma bak hele. | |
| | | selo
Posts : 265 XP : 5826 Join date : 2009-09-15
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Mon Mar 08, 2010 11:37 am | |
| niye öle diyon lan sen söle söliceğini aquğum! | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7975 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 10, 2010 4:04 pm | |
| Tekrar merhaba. Ara verdiğimiz "FRP - Katılım, Karakter ve Uzlaşı" adlı programımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Programımızın başını kaçıranlar için kısa bir özet geçmek gerekirse:
*****
kallib:
"Önceki seanslarda ve bu oyunda kafama takılan şeylere dair bazı maruzatlarım var"
"Ben Can/Yhenni olarak bir şekilde karşılıklı uzlaşılarak karar alınması taraftarı bir insanım."
"İçeri girip girmeme konusunda benim kararımın ne olduğu belli değilken, ama en azından olumlu olmadığı belliyken Yhenni legosunun o tahtada ilerletilmesine bozuldum."
"Her oyuna diyeme bakarak başlıyorum, bir şey anlatılırken, bir npc'yle konuşulurken falan, ama bir süre sonra bu bahsettiğim durumdan dolayı başlıyorum sağa sola ya da önüme bakmaya."
"Benim belli bir saatten sonra kafam kaldırmıyor. Bu konuda hatalı olan benim. Bir şekilde söylemem lazım artık kafamın kaldırmadığını ve beynimin yandığını."
valost:
"ben olabildiğince adil davranmaya çalışıyorum. ama npcler konusunda karizmanın ve ortadaki mevzunun açık bi etkisi oluyor."
"ayrıca arada ben de oyun içinde sizi arıyorum. size bakıyorum başka bi şeyle ilgili olduğunuz anlar oluyo ama tabi bu sizin değil, benim kusurum."
ubor:
"kafamdaki karakteri uborun özelliklerini göz önüne katarak kasıyorum oyunlarda. sebastian wagnere geldiğimizde ise can'ın söylediği hususlar kesinlikle doğru kendi adına ama bir yandan böylede olması gerekiyor."
"ama eğer yenni buna inanıyorsa savunmalı. diğer tipler sallamıyorsa bile inatla hatırlatmalı. gurup mantığının gereği illaki biri daha fazla dinlenecektir nasıl lostta doktora bakıyorsa herkez burada da öle bir durum olabilir. ama bu diğerlerinin fikirlerinin sallanmadığı anlamına gelmez.
"size demiyorum eğer guruptan ayrı düşüyorsanız yeni bir karaktere yelken açın diye ama şunu diyorum; guruptan ayrı düşüyorsanız sizde gurubu kendinize uydurun. bu oyunun mantığı bu."
"ben o kadar da gurup mantığı olmadığını düşünmüyorum. eğer haramiler gibi bir beraberlik bekleniyorsa orada hata var. bu zamanla olur."
caelum:
"DM'e olan fiziksel yakinlik oyunun kalitesini oynayanlar icin cok etkiliyor gibi."
"Can'la ayni seyleri soyledigimizden emin degilim, bana daha cok grubun birbirini tanimiyor olmasindan kaynaklaniyormus gibi geliyor."
1UP:
"iş grubun dağılmasına geliyorsa, aslında bir anlamda oyun da dağılıyor."
"iş eğer can’ın isteği dışında yhenni legosunu ilerletilmesine geldiyse ortada ciddi bir yanlış var demektir."
"bu iş biraz yumurta/tavuk misali. oyuna ne kadar katılırsan o ölçüde geri dönüş alırsın. aynı şekilde, oyundan ne kadar geri dönüş alırsan, o ölçüde oyuna katılırsın."
"korian’ın ölümünü de karaktere dahil görüyorum, gruptan ayrılmasını da."
latron:
"ben frp oturumlarından en fazla birlikte birşeyler yapmış olduğumuz için eğleniyorum."
"Madem amacımız eğlenmek, party ve karakter yaratımında birbirinden alakasız karakter yaratalım ondan sonra onları alakasız bir şekilde bir araya getirip oynatmaya çalışalım, oynayan oynasın demek çok saçma oluyor."
"Eğer bir grubuz diye dolaşıyorsak karakterlerin kendinden ödün vermesi gerekiyor işte. "
"Ortada ince bir ayar var, karakter hem grup mantığını benimsemeli, hemde kendi kişiliğini ortaya koyabilmeli."
selo:
"her karakterin sırası geliyo abicim ."
"Şu konuya hiç katılmıyorum, guruptan ayrı hareket etmek gerekiyorsa karakter adına o zaman ayrı hareket et."
"grup içinde çatışma olması bilmemne bnlar ayrıca eğlenceli değl mi? Sadece gruba uymak için karakterimizi çıkarıp yerine yenisini getiriceksek neden baştan böle karakterleri yarattık ki?"
"genel bir eyyam goygoy hali ve coşku var grupta ve anlaşılamıyo bazen diğerlerinin sölediği şeyler"
*****
Evet efendim. Sayın izleyicilerimiz ve katılımcılarımıza bu noktada hatırlatmak isteriz ki, burada alıntılar şeklinde geçtiğimiz özetler hiçbir şekilde cımbızla laf alma amacıyla yapılmış değil, sadece katılımcıların şu ana kadar olan genel düşünceleri hakkında bir fikir vermesi içindir.
Tartışmaya kallib beyle devam ediyoruz. Evet kallib bey, sizin bu konuşulanlar üzerine düşünceleriniz nedir acaba? | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7975 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: MKvA genel değerlendirme Wed Mar 10, 2010 4:31 pm | |
| Öhöm. Sağolun Banu hanım. Özeti biraz yalap şalap yapmışsınız ama neyse - bakın kallib bey özellikle belirttim ki - neyse efendim, neyse. Lütfen konuşmama izin verin - buyrun kallib bey. Iıhm. Şöyle ki:
Öncelikle herkese düşüncelerime kulak verip konu üzerine fikrini belirttiği için teşekkür ederim. Açıkçası bu noktadan sonra neyi ne kadar söylemek gerektiğini, neyin tekrara gireceğini tam kestiremiyorum. Ama şunu hissediyorum: Bir şekilde bunları bu şekilde konuşmak bile pek çok şeyin yerine oturmasını sağladı. En azından kendi adıma bunu söyleyebilirim.
Bunun dışında:
Can/Yhenni olarak her zaman tak diye karaktere giremeyebiliyorum. Girsem de sonrasında düşüş yaşayabiliyorum. Grup ve karakter bilincim genelde yavaş oluşuyor. Şen Haramiler'de Caleb için de geçerliydi bu. Orada da yavaş yavaş Caleb oluştu, Caleb için Şen Haramiler de yavaş yavaş oluştu. Bunu diğer oyunculara, Orrath, Tinen, Wagner ve Korian'a kıyasla söylüyorum. Açıkçası, genel olarak hayatta benim için her şey böyle. Herhangi bir şeye oldukça yavaş alışıyorum, zor öğreniyorum. Ama öğrenince de tam öğreniyorum, unutmuyorum. Oyunla ilgili sıkıntılarımda bunun da payı olabilir. Bundan sonra bunu da göz önünde bulunduracağım.
Bu tartışmanın başında özellikle vurgulayarak belirttiğim gibi, Volkan'ın genel diyemliğine söylediğim herhangi bir şey yok. Tam tersine. Anlatısından büyük zevk duyuyorum. Hatta yeri geldiğinde öyle ayrıntılı, öyle alengirli, üzerine düşünülmüş şeyler oluyor ki, Can/Yhenni malı anlayamıyor bile (western tarzı kasaba misal). Bunu daha ilk MKvA oyunundan itibaren "evinin içinde ev kurdu bize" diye başlayarak pek çok kez dile getirdim. Tekrar tekrar söylemeyi bu tartışmada özellikle gereksiz buluyorum. İlk yazımda da söylediğim gibi, benim sıkıntım başkaydı; bunun da anlaşıldığını, bu sıkıntının giderilmesinde diğerlerinin söyledikleri üzerinden yola çıkarak bana da pay düştüğünü görüyorum.
Can/Yhenni için hala "uzlaşı" bir tık daha önde karakterin kendisinden. Zira, bir grubuz. Grup olarak dolaşıyorsak birbirimizin hassasiyetlerine dikkat etmeliyiz. Bu konudaki düşüncem aynı şekilde. Ancak diğer katılımcıların da belirttiği üzere, Yhenni'nin de kendini dinletmeyi bilmesi gerek. Orası ona düşüyor.
Son olarak, oyun seanslarının uzunluğuyla ilgili bir şey diyeyim. Zira bu durumun benim oyuna konsantrasyonumda büyük payı oluyor. (Engin'in verdiği social contract linklerinde de bu konuyla ilgili bir iki cümle görmüştüm sanki.) Açıkçası 4, hadi bilemedin en fazla 5 saatlik seansları kaldırıyo bu kafa. Kaldırmıyor abiler, ablalar, olmuyor yani. Zira genel olarak ben hiçbir şeyin başında o kadar uzun süre duramıyorum. Ne çevirinin, ne kitabın, ne dizinin, ne bir oyunun ne de sevgilimin (keh keh, yok onla dururum, bebeğim benim oyyy). Bundan sonra yorulduğumda söyleyeceğim. Anlayışla karşılanacağını umuyorum.
Evet efendim. Benim diyeceklerim bunlar. Tekrar teşekkürler herkese. Banu? | |
| | | | MKvA genel değerlendirme | |
|
Similar topics | |
|
| Permissions in this forum: | You cannot reply to topics in this forum
| |
| |
| |