Fantastik Ortamlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  SearchSearch  Latest imagesLatest images  RegisterRegister  Log inLog in  

 

 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)

Go down 
5 posters
AuthorMessage
ubor metenga

ubor metenga


Posts : 1272
XP : 7054
Join date : 2008-11-21

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptySun Jul 19, 2009 9:03 pm

volkan diemoğlu yönetiminde 2. oyunumuzu bitirdik hayırlısıyla. marifetli korian ve arkadaşları yine güzel işler başardılar. naçizane benim yarattığım 3. bir karakteride toprağa veriyorduk, kader puanlarını kullanıyordukta son anda yırttık. tinen ve şandril hemen yetiştiler sağolsunlar. yerlere yattıktan 15 dakika sonra "zieriz o orkları diye gaza gelmemde ayrı bi olaydı Basketball ya bi de sanırım volkan biraderin güzel diem olmasında en büyük köşe taşı olacak npc oynatma becerisine bittim. (eheheheh muhteşem bi cümle oldu, böle bıraktım) zaten geçen oyunda yolda rastladığımız ihtiyar amcada ipuçlarını vermişti. bu oyundaki tavik karakteriyle zirveye oturdu. ehehehehh ya şerefsiz hobitin kasabaya girerken daha aramıza girmesi, yeenninin; "len! sen kimsin!" hayretiyle binbir goygoy yaparak kendini tanıtması ve bi dünya ayrıntı. başlığı açma bahanesiyle kısa tutuyorum. yorumlar gelsin bi, daha yazayım cheers
Back to top Go down
Latron

Latron


Posts : 1363
XP : 7081
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptySun Jul 19, 2009 9:45 pm

Evet, Marifetli Korian ve Arkadaşlarının ikinci oyununu gerçekleştirdik. Grup biraz daha oturdu, taze diyemimiz Volkan Sümbül biraz daha rahatladı, yeni oyunlara doğru güzel bir adım daha atıldı.

Oyunun başladığı evde Orrath uyurken bir takım maceralar yaşanmış, o kısmı ben bilmiyorum. Benim bildiğim sabah olduğunda karnımın deli gibi acıkmış olduğu, yediğim yemeklerin ise kömür gibi olmuş etler olduğuydu. Tinen hatun kusuruma bakmasın ama ben Half-Orc halimle bile bir gariplik sezdiysem, yemeklerde gerçekten bir gariplik var demektir. Neyse sabah yolumuza devam etmeye karar vererek Fairwell kasabasına doğru yürümeye başladık. Yolda sefil 3 tane orc gördüğümüzde dm kardeşimiz Volkan'ın npc karakter yaratmada ve canlandırmadaki başarısı ilk sinyallerini vermeye başlamıştı. Orclardan bir tanesi bir talihsizlik eseri ayağından vurulup kaçmaya çalışınca, ölmek zorunda kaldı. Zaten diğerlerininde boku çoktan düğümlendiği üzere bize gereken bilgileri almış onlarıda orda bağlı halde silahlarını kırıp döktükten sonra bırakmanın bir zararı olmayacağına karar verip yola devam ettik.

Doğuya doğru olan ilerleyişimiz neticesinde nihayet Fairwell kasabasının girişine gelmiştik. Daha adımımızı atmadan bacaklarımın arasında bir halfling görüverdim. Bundan sonra daha ne kadar karşılaşırız bilmiyorum ama o buçukluk npcde frp tarihine adını yazdıracak bir potansiyel olduğunu anlayıverdik. Hem alaycı, hem yalancı, dilinin kemiği olmayan, atsan atılmaz satsan satılmaz bişey. Sen buralarda kendine dikkat et diye koca Orrath'a gözdağı vermesinin ardından adımımızı attığımız gibi kasabanın çanlarını duymamız bir oldu. Elbette o çanları çaldıran 2 metreye yakın boyum ve yeşil derimle bir Half-Orc olmamdı. Baran'ın karşısında Korian önce "ne dağıtması, hangi meyhanede" diyerek şansını denesede, kazın ayağının öyle olmadığını anlayınca "heeee sen onu diyorsun, ilahi Baran öyle desene yahu" tavırlarıyla kıvrak bel hareketleri sergiledi. Orrath aklına ilk gelen müdaafayla, delikanlılıktanda ödün vermeyerek "sen olsan ne yapardın" diye sorarak, mevzunun sebebi hakkında Baran'ı düşünmeye sevketti. Ardından kasabanın ileri gelenleri ve onlarla yapılan konuşmalar esnasında genç yarma Orrath insanların bakışlarından iyice rahatsız olmuş olacak ki, pelerininin kukuletasını indirerek kimseyle göz göze gelmemeye çalıştı. Baltasını çıkartmak istemiyordu.

Fairwell'de ilk gece kalmak için o yavşak halflingin tavsiyesine uyan grup, çokta şaşırılmayacak bir şekilde, bir kasabada olabilecek en iğrenç hana girdiler. Yemeklerinin ilk lokmasında pis hobbitin "abicim ben yemeği burda yiyin demedimki, kedi mi yiyorsunuz köpek mi belli değil hehehehehe" demesiyle kendilerini dışarı attılar. Sonraki duraklarında nihayet güzel pişirilmiş etleri yiyen Orrath, biran önce odasına çekilip bütün o kalabalıktan kurtulmak istiyordu. Ve tam yemeğin üstüne o güzel uykusunun tadını çıkartıyorduki dışarıdan gelen belli belirsiz "yangın" ve "orclar" kelimelerini duydu. Pencereden dışarı baktı, yan pencereden Korian ve Yhenni'nin kafalarını gördü. Ortadaki kuyunun önünde büyük bir orc vardı ve gözleri kırmızıydı. Onun tehlikeli olduğunu anlamıştı, aşağı inmeliydi. Ah uykusunu birazcık daha alabilmiş olsaydı...

Sonraki dakikalarda Orrath nerdeyse sinirden kendisine zarar verecekti. O büyük orc gözünün önünde Wanve'yi ölümün eşiğine getiriyor, o ise bir türlü koca baltasını istediği gibi kullanamıyordu. Sonrasında nihayet yardım gelmiş, o girift savaş sona ermiş, Yhenni Tinen'i alevlerin almasını engellemiş, Korian bir bize bir öbür tarafa büyüleriyle yardım etmiş, ve bütün o hengamenin arasından yumruk yaptığı eline, açık avucuyla şlaak diye vurup "nası koydum ama hahahahah" diye gülen halfling çıkmıştı. Söyleyecek birşey yoktu. Koca Orrath'ın yapamadığını neredeyse bacaklarının yarısına gelen bu eleman yapmıştı. Orrath sesini çıkarmadı. Yorgundu ama etrafta yangın vardı. Koşarak elinden geldiği kadar eve kovayla su taşıdı. Dün ona tiksinerek bakanların fikri değişmeye başlamıştı.

Kasabanın kutsal güneşi çalınmıştı. Onlar dışarıya savaşçı gönderirlerse savunmasız kalacakları için yardıma ihtiyaçları vardı. Korian ve Arkadaşları bu iş için tanrı tarafından gönderilmiş gibiydi. Yanlarına aldıkları üç savaşçıkla atlara bindiler ve orc izlerini takip ettiler. Orcları yakaladıklarında artık sefil yaratıklar için çok geçti. Saldırı ve taktik konularında tecrübeli olan grup hemen bir planla orc grubunun etrafını sardı ve daha ne olduklarını anlamadan yarısını öbür tarafa gönderdi. işleri bittiğinde Orrath'ın tehdidini lafta zanneden bir zavallı ve diğerlerinin cesetleri vardı. Yaptıklarının sorgulanmasını sevmeyen Orrath pişman değildi. Güneş kurtarılmış ama görev bitmemişti. Bu işin altında kimin olduğunu bulmak için acilen yola koyulmaları gerekiyordu. Savaşçı elf kadına kutsal güneşi kasabaya götürmesi için verdik, yola koyulmaya hazırdık.
Back to top Go down
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptySun Jul 19, 2009 9:58 pm

hehehe...

ufak düzeltmeler yapayım:
kasabanın adı; fairhill... orrath, fairwell anlamış ya da kafası karışmış kuyunun yanında dövüşünce, aklında öyle kalmış...

buçukluğun adı lannet; wanve, orkların şefimiz diye verdiği isimle karıştırmış, tavik'le Smile
Back to top Go down
1UP
Admin
1UP


Posts : 3270
XP : 9096
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptyMon Jul 20, 2009 12:39 am

hehehe haramilerin götten isim sallama geleneği burada da devam ediyor : )

şahane bir oyun oldu. volkan diyemoğlunu büyük tebrik ederim.

spesifik diyem yorumlarını başka yerden sinsice yapıcam. burada daha genel yorum yapayım, her ne kadar ekibin geri kalanına göre acemi bir oyuncu sayılsam da : )

süper eğlendim ben yine. klasik bir DnD macerası tadında geçti oyun. orkların 'olağandışı biçimde' organize davranıyor olması, sadırıya uğramış çiftlikler, demircisiyle rahibiyle şerifiyle bir köy, kutsal emaneti çalınan bir kilise... böyle klasik macera oynamanın tadı da ayrı lezzetli imiş. tabii volkan sümbül gibi şahane bir diyemin elinden çıkınca. çok kolayca geyiğe bağlayabilecek bir senaryo, volkan'ın olayları şahane aktarması ve en önemlisi mükemmel npc'leri ile şahane bir maceraya dönüştü.

npcler konusunu apayrı yazmak lazım. halfling lannet tek kelimeyle mükemmeldi. ben böyle şahane npc görmedim. npc demek haksızlık olacak herife, en kral pc'den daha karakterli idi şerefsiz. volkan'ın elinde kendini buldu küçük sinsi heyecanlı hobbit. ya da tam tersi : ) bu vicdansız ile karşılaşmak, muhabbet etmek oyunun en eğlenceli yeri idi bana göre. umuyorum ki tekrar göreceğiz, başka olaylara da gireceğiz onunla. ben sırf onunla karşılaşmak için macerayı satıp fairhill'e gidebilirim : ) ya da başka karakter yaratıp fairhill'de oturtucam, lannet ile kanka yapıcam.

tek kollu baran baba şahaneydi. eyyama goygoya prim vermedi ibnetor. tek kolla bastard sword kullandığını görünce korian bi tırsmıştı zaten ama yalancılıktan geri kalmadı. baktı ki herif yiyecek gibi değil, 'hakikatli tinen' de ötüverdi 'onlar bizdik' diye, hop eyyam ile kıvırıverdi olayı. olduğu kadar. çok minör npcler gibi görünen lorien ve hathol bile renk kattılar, can kattılar maceraya. motivasyonuyla, kıskançlığıyla, öfkesiyle baya baya karakterdi hepsi. orkların halleri tavırları ise kayalardaki karşılaşmadan ormandaki kıyıma kadar ayrı lezizdi. ağlaklıktan haramiliğe çeşit çeşit ork gördük. bir gün ork grup da oynatalım kesin : )

grubun hakkını da yememek lazım. maceranın bu kadar lezzetli olmasında herkesin karakterini güzel canlandırmasının da payı büyüktü. herkes zaman içinde karakterine daha yakınlaşıyor. grup dinamikleri de mert'in dediği gibi daha iyi oturur gibi oldu. tam oturabilmesi için daha sık oynamamız lazım tabii. ama oturmak derken şu an var olan güzel tadı da kaybetmeyelim derim. çok alakasız adamların eğreti işbirliği hissiyatı devam ediyor. marifetli korian'ın marifetlerinden biri de bu alakasız gibi görünen karakterler arasındaki dengeyi tutturmak olabilir mi acaba? 'bu karakterler bu durumlarda nasıl hareket' edecek teması, grubun içindeki -şimdilik ayarında giden- çatışmalar; maceranın, görevin vesairenin önünde duruyor gibi geliyor bana şimdilik, ve bu çok iyi. karakterlerin arasındaki gerilim stabilize olur, karakterlerin davranış biçimleri de standartlaşırsa bu tad kaçabilir. tiplerin backgroundlarını, huylarını, motivasyonlarını da daha iyi belirlersek çok daha güzel olacak. benim korian için kafamda bir sürü fikir, yazdığım bir sürü not var. elimden geldiğince küçük ipuçlarını vermeye çalışıyorum korian karakterinin. eğer güzel oynatabilirsem ne olduğu yavaş yavaş ortaya çıkacak, değişecek gelişecek bir karakter olacak.

onun dışında büyülerden çok zevk aldım. sorcerer olayı enteresan. bir yandan çok kısıtlı, bir yandan esnek. akıllıca oynatmak lazım yoksa bi işe yaramadan zik gibi gezme potansiyeli çok yüksek bir class. ama dazeleri olsun, sleepleri olsun, lightları olsun güzel kullandım, kombatlarda, dağıldığımız yerde aşırı stratejik davranmaya kaçmadan akıllı bir korian oynattım gibi geliyor. pathfinder'e geçmemizle az da olsa artan HP'lerim ve tehditin direk bana olmaması sayesinde daha ofansif davranabildim. ibnetor orkları çıt çıt uyuturken çok eğlendim.

heyecanla bekliyorum bir sonraki oyunu, tam da yerinde kaldık. level da atladık. dağıtırız o kaleyi : P
Back to top Go down
http://fantastikortamlar.forumotion.com
Latron

Latron


Posts : 1363
XP : 7081
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptyMon Jul 20, 2009 5:41 am

evet dediğim gibi fairwell kasabasında geçti maceramız =))
Back to top Go down
Latron

Latron


Posts : 1363
XP : 7081
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptyMon Jul 20, 2009 5:42 am

evet dediğim gibi fairwell kasabasında geçti maceramız =))
Back to top Go down
caleb

caleb


Posts : 2328
XP : 7975
Join date : 2008-11-30

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptyMon Jul 20, 2009 10:15 am

oyun tam bir klasik macera filmi/oyunu gibiydi hakkaten. oyle klasik tadda oynamak cok hosuma gitti. karakterine oynadikca daha cok alisiyor insan. gruba da ayni sekilde. yine engin'in dedigi gibi, iyice birbirini ezberlemek seklinde degil de, birbirinin yaninda hissettigin egretilige alismak seklinde. o da onemli cunku. hepimizin eline saglik.

npc'lerin harikaligini herkeşler yazmis, ben daha nasil anlatayim bilmiyorum. sunu soyleyeyim: megersem 40 yillik metod oyuncusuymus volkan. de niro gibi rolu icin boyunu kisaltti karakterini carpitti, pacino gibi tek kolunu kesti asabini bozdu, tas gibi rahibe oldu memeleri cikti. ehehehehehe. saka maka, hakkaten helal olsun. ben birakin karsimdakinin dm oldugunu, npc oldugunu dusunmeyi, kendimin npc oldugunu hissettim oyle diyim. clown

yhenni ortalama bir seans atlatti dun. arada ufak kombatlara da girdi, korian'in krallar gibi uyuttugu kafalari kesiverdi. asil bi yandan orrath'la bi team-up gerceklestirmek istiyorum ben. mumkun mu bilmiyorum tabi de, normalde kamp yaptigmiz zamanlarda falan calisarak, onun uzerine ziplayip sinsice arkasinda gidebilmek, ya da tak hanceri onun dikkatini uzerine cektigi adamlardan birinin sirtina ativermek falan gibi biseyler geliyo aklima. thief ozelliklerini kullanabilecegi bir iki firsat cikti mi, cikti. ama zamani var sanki daha. hehe. ne de olsa dostlar cok, yollar uzun, faerun buyuk.

bu kisa oyunlarin da hastasiyim. kisa programli fitness workout'u gibi ayri bir zindeligi oluyor. sonuna kadar destekliyorum.

yine basta soyleyecegimi sona saklamistim:

conan'in degisik hayatlari ve dizileri vardi ya, 2-3 yil sonra valost icin de oyle olacak heralde:
valost the barbarian
valost the rangerian
valost the diemian

eheheheh, en son da king valost olur mu orasini simdiden bilemem. onu da zaman gostersin pirat
Back to top Go down
valost

valost


Posts : 2847
XP : 8584
Join date : 2008-11-20

18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) Empty
PostSubject: Re: 18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)   18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun) EmptyTue Jul 21, 2009 8:41 pm

herkesin eline, ağzına sağlık. marifetli korian ve arkadaşlarının -başka isim için hala şansınız var ama biraz daha böyle giderseniz insanlara izah edersiniz, biz isim değiştirdik vs diye Smile- ikinci oyununu da bitirdik alnımızın akıyla...

ben taze bir diyem olarak deneyimimi aktarayım size önce: ilk oyunda daha rahattım, bu oyunda daha fazla gergindim, daha fazla bilinmeyen olduğu için. ayrıca pathfinder karakterlerine uyarlayınca biraz hayvan gibi oldunuz afedersiniz, oyunun dengesini kurmak zor oldu... misal 7 orka daldınız kusursuz bir şekilde, ebelerini siktiniz çat diye.

npc'leri ve kasaba atmosferini beğenmenize sevindim çok. tabii ki ilk olarak lannet'i, ardından diğerlerini oynatırken ben de çok eğlendim. sizin tepkileriniz, haliniz tavrınız da süperdi. ilk oyun değerlendirmesinde de yazdığım gibi role-play'inizi izlemek mükemmel bi şey. genel olarak herkes karakter içinde kaldı ve ona göre davrandı. bu da süper oldu.

grubun başını çekiyor gibi görünen korian, bu sefer daha cesaretliydi ve büyük işler yaptı. her combatta düşmanı uyuttu, düşmanı şaşırttı. bi ara iki kombatın ortasında bir oraya daze, bir buraya sleep yaptı. ayrıca, eyyamıyla ve pazarlıkçı tavrıyla, içindeki hayvan sevgisiyle apayrı bi kişiymiş onu gördük.

tinen, tam bir lathander rahibesine yakışır bir şekilde davrandı yine. çizgisini bozmadı. verdiği söz üzerinde uzun uzun düşünmesi, zar zor bir karara varması mükemmeldi... yanan tapınağa koştur koştur gitmesi ne kadar inançlı bir rahibe olduğunu gösteriyor zaten.

wanve okuyla olsun, kılıcını çekip daldığı anlardaki cesaretiyle olsun rangerlığın hakkını veren bir elfmiş onu gördük. orrath'a her durumda arka çıktı. gururla "orrath benim oğlum," dedi, bu sayede de çevresindekilerin saygısını kazandı. shandril onu kurtardıktan sonra yerlere yatması ise ayrı süperdi. aklı gidiverdi rahibeye.

orrath kasabadaki combat'ta korkunç orku bi türlü dövemese de, "lathander'in güneşi"nin geri alınması operasyonunda başı çekti. arkadan tank gibi dalarak dağıttı orkları, baltasının ucuna görüp de hayatta kalanlar da topukladı zaten. orklara olan nefreti de bambaşkaymış onu gördük. kafa kesmeler, tehditler, dayaklar... ork görünce siniri bozuluyo half-orkun Smile

yhenni, önceden gördüğümüz eyyamcılığını yine konuşturdu ama bi ara sert kayaya denk geldi. tek kollu, bastard sword'lu şeriften korkucan hacı Smile geçtiğimiz oyun frp literatürüne kattığı "girişimcilik" teriminin faydasını bu oyunda çok gördük. özellikle bir diğer "girişimci" lannet ile olan anları şahaneydi.


sonuç olarak grup olarak da ayrı ayrı olarak da bi büyük tehlikeye girip hayatta kaldınız ve 2. level oldunuz hemen. bi sonraki oyun daha heyecanlı, daha kanlı ve daha güzel olacak. hep beraber.
Back to top Go down
 
18 Temmuz 2009 oturumu (2. oyun)
Back to top 
Page 1 of 1
 Similar topics
-
» 3 Eylül 2009 oturumu (3. oyun)
» 6 kasım 2009 oturumu
» 3 aralık 2009 oturumu
» 10 eylül oturumu (3.5inci oyun)
» 10 ekim oturumu (4. mu 4.5 mu?)

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
Fantastik Ortamlar :: Oyun Değerlendirme :: Marifetli Korian ve Arkadaşları-
Jump to: