21. Oyun Değerlendirme
Hello beyler. Engin Diyemoğlu'nun ağzına gurban diyerek sözlerime başlıyom.
Son oyunumuzda her şey vardı. Gizem, macera, aksiyon. Zikiş? Zikiş bi sonraki oyunun başında inş...
Gece nöbetleşe uyurken, sinsi bir düşmanın handaki oda kapımıza konuşan bir kelle bırakması sonucunda oluşan göt korkusuyla oyuna başladık. Kelle Mira’nın kellesiydi. Mesaj da: ilk ve son uyarım, biraz daha karıştırırsanız bu işleri sizi domaltıp zikicem gibi bir şeydi.
Gerginliğinin dışında, pis de bir başlangıç oldu. Konuşan kafa filan, Pangar’ın hayat standartını aşşşırı düşüren bir şey oldu. Kafa kesmek filan hadi bunlara artık bi şekilde alışır olduk, kan dökülüyor yani ama kafayı kes, çuvala koy, kapıya as havlu gibi. Sonra bi de o kafa titreşerek konuşsun. Yardım istesin filan... Off amk...
Oyun için bir iki ufak planımız vardı. Yargıç Tratur ile akşam Scar görüşecek. Biz de o akşama kadar küçük işlerimizi halledip araştırmalarımızı yapacağız. Ertesi günkü hedefimiz ise karanlık çökünce Azizler Bakımevine dalmak(aslında o akşamın planıydı ama yargıçla buluşma geçe kalınca ertesi güne attık), Dr. Davalus'u kaçırmak ya da orada bulunan bazı delilleri almak filan. Bu daldal öncesi de çeşitli bilgilere ihtiyacımız var. Ne gibi bilgiler? Ne bulursak işte amk. İlk olarak Şotrol ile konuştuk. Oraya nası girdin, nası çıktın, kimleri gördün? Burada bir detay Luxor’un ilgisini çekti: Şotrol bir asansör ile inmiş çıkmış Bakımevi’nin alt katına. Asansörü kim yapar, Pug yapar. Vaayzii diyerek Pug'a gittik.
Luxor haklı çıktı, Bakımevi’nin asansörünü zamanında Pug yapmış. (O zamanlar bakımevi değilmiş, tekstil işine giren iki kardeşin mi ne yeriymiş). Ya bize de bi asansör lazım aslında, sen nasıl yapıyon asansörleri diyerek asansörün blueprint’ini görmeyi başardık. İki kat aşağıya indiğini, bir anahtarla çalıştığını vs öğrendik. Güzel bilgi. Pangar anahtarı, mekanizmayı iyice bi anlamaya çalıştı. Ne kadar anladı, belki bi ara test ederiz. Bu arada Pangar kendisini yerden dama, oradan da damdan dama gezdirecek tabancanın siparişini verdi. 10 güne alacak inş.
Akşam işleri büyütmemek ve ilgi çekmemek adına içimizden sadece biri Yargıç’la buluşsun dedik ve babasını ipe götürmeye hazırlanan bir evlat olarak Scar’ın gitmesi hepimize uygun geldi. Babasının davasına da aynı Yargıç bakıyo sonuçta. Scar, konuları süper düzgün bir şekilde aktardı Yargıç’a. Yargıç’ın eldeki bilgiler ışığında fazla önerisi de olmadı zaten: Müspet bir delil bulana kadar devam araştırmalarımıza devam edeceğiz. Ya da bu olanları Merla Hennig adlı yargıça aktaracağız. Fakat Merla’nın hiç beklemeden aksiyon alacağını ve bir delil vs bulma imkanı olmadan konunun kapanabileceğini söyledi. Sonunda biz farklı mı davrandık, ondan emin değilim de, biz kendi başımıza ilerlemeye devam ettik. Bu akşam kısmının en güzel anı, Yargıç Tratur’a delil olarak götürdüğümüz belgeydi. Foxglove’un evinde bulduğumuz 100 yıllık tapuda İlturin’in imzası vardı. Şerefffsiz. Hem yargıçsın hem 200 yaşındasın sen kimsin, orrosspu çocukluğunun işte deliliiii diye bi heyecanlanmıştık ki, İlturin meğer elf imiş. Gehgeh. Neyse... Arada yapıyoruz böyle şeyler.
Sonraki gün ise şehir dışındaki çadırkent’e doğru yollandık. Pangar ve Scar, Evander’in yardımıyla boka çamura bulanarak güzelce bi disguise oldu. Luxor delikanlı gibi gezmeyi tercih etti. Leorry de azcuk çamura bulandı. Ve çadırkent’e girdik... Başlarda Rika denilen bir elemanla iletişime geçelim, o buraları biliyormuş, belki gizli bir geçit filan vardır diyorduk ama o işten vazgeçtik. Şöyle bir plan yaptık, Evander’i bufflayarak içeri yollayacağız. Görünmezlikler, mage armorlar, onlar bunlar her şey ile... Evander sağa sola, tavana, asansöre, gizli geçitlere, içerideki adamların sayısına vs ne lazımsa bakacak ve geri gelecek. Bu bilgiler ile gece opereyşınımızı yapacağız.
Bir ara sokakta Leorry’nin görünmezlik büyüsü ile Evander gözümüzün önünden kayboldu...
İçerideki macerasını Evander detaylı anlatır, ben Pangar’ın anladığını anlatıyorum: Evander zaten son zamanlarda pek kendinde değil. Şu çekiç boku yüzünden olabilir. İçeride gezinirken bir sebepten bir elmayı kafaya takıyor ve onu alırken filan dikkatleri üstüne çekiyor. Orada yakalanmak üzereyken kaçıyor ve bir şekilde hastaların mı diyelim, deneklerin mi diyelim, işte ölü gibi yatmakta olan, götlerinden burunlarına kadar her deliklerinden tüplenmiş kablolanmış bolca zavallının olduğu yere girmeyi başarıyor. Oradan da Dr. Davalus’un odasına dalıyor. Odada bazı belgeler var, bir kısmını cebine atıyor. Yine bir şekilde, asansörün oraları karıştırırken muhafızlara yakalanacak oluyor. Kıllanan muhafızlar artık içeri birinin girdiğinden emin oluyorlar. Evander ajan, asasin vs bağırışları arasında blink blink ederek oradan kaçıyor...
Eh... İşler hesapladığımız gibi gitmedi yani. Alarmı vermiş olduk. Belgeleri yakalım mı filan gibi konuşmalar duydu Evander... Luxor’un da arkadaşlar gidelim düşmanın anasını sikelim, akşamı ne bekliyoruz konuşması da etkili olunca... gündüz vakti bakımevi’nin kapısının önündeki iki muhafızı keserek maceramızı zirve noktasında bıraktık. Artık devamında neler olacak... Göreceğiz...
Hah son olarak şunu hatırlayalım. Evander'in aldığı belgeler içinde şöyle bir şey vardı: Bu şerefsizlerin hazırladığı hastalık etkisini kaybetmiş son zamanlarda... Vorel'in hastalığı etkisini kaybetti diyor belge bir de. Vorel Foxglove. Foxglove malikanesinde yok ettiğimiz Vorel. İyi çalışmışız yani Sandpoint kahramanları olarak.