|
| role play: karakast'tan ayrılış | |
| | Author | Message |
---|
1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9100 Join date : 2008-11-20
| Subject: role play: karakast'tan ayrılış Fri Jul 17, 2009 3:36 am | |
| şen haramiler, magnus'un onları karakast'a getirişinden sonraki üç günü, cücelerin bu dağlık bölgedeki en yüksek zirveye inşa ettiği, etrafı uçurumlarla çevrili, tek ulaşımı muazzam cüce işçiliğiyle inşa edilmiş, yanyana iki kişinin yürüyemeyeceği genişlikteki bir taş köprü olan bu korunaklı kalede geçirdiler. caleb'in bippo hanım'a bilek güreşinde yenildiği, fıçı fıçı biranın içildiği gecenin ertesi gününde, magnus grubu sabahın bir köründe uyandırdı. latron'un korkunç başağrısını, caleb'in yataktan çıkmama çabalarını zerre ciddiye almadan hepsini tek tek kaldırdı. haramiler'i önüne katıp kalenin tüm odalarını, koridorlarını, kulelerini, savunmalarını gezdirdi. bir saniye bile susmadan, her bir sütun, kapı ve kemerin önünde saatlerce durarak, taş işçiliğinin kıymetinden, mimarinin inceliklerinden bahsetti. bu arada klanın ana savunması olarak inşa edilmiş bu kalenin altında, cücelerin yaşama alanlarının bulunduğu asıl yerleşimi ise kibarca ''orada görülecek ilginç bir şey yok,'' diyerek, ''orada sıkılırsınız'' diyerek geçiştirdi. grup tam magnus'un esaretinden kurtulduk diye sevinirken, karakast klanının şefi, bir clangeddin gümüşsakal rahibi olan savaş baltası ovoril, yanında konsey üyesi bir kaç ihtiyar cüceyle birlikte grupla tanışmak üzere kalenin ana salonuna geldi. daha çok latron'a hitap eder gibi konuşarak, politik bir kibarlıkla klanı adına minnetini sunduktan ve kendilerine gelene kadar burada en iyi şekilde konuk edileceklerini söyledikten sonra bu asık suratlı cüce lafı uzatmadan haramiler'in yanlarından ayrıldı. karakast'ta bulundukları süre boyunca haramiler bir dakikacık bile yalnız kalamamışlardı. geceleri bir düzine kadar cüce savaşçıyla birlikte uyuyorlar, yemeklerini yine cücelerle birlikte geniş yemekhanede yiyorlardı. o saatte ne yapılması gerekiyorsa cücelerle birlikte onu yapmak zorundaydılar. ancak üçüncü günün gecesinde, yalnız kalmak için cücelerin yattığı saatten sonra beş dakika kadar daha uyanık kalmak yeterli oldu. magnus'un, kale komutanının ve diğer cücelerin 'yatın, bu saatte ayakta durulmaz' israrlarını latron binbir bahaneyle bertaraf ettikten sonra, surlarda gece nöbetine kalan savaçılar dışında tüm koridorlar sakinleşti. haramiler de karakast'tan ne zaman ayrılacaklarını, nereye gideceklerini ve bundan sonra neler yapacaklarını konuşmak üzere dev taş yemekhanede toplandılar. magnus:karakast:savaş baltası ovoril: | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8588 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Fri Jul 17, 2009 12:40 pm | |
| valost kocaman yemekhaneye, sağa sola bakıyor
"adamlar ne tesis yapmış be arkadaş... sabırlı millet tabi, ben size diyim bunlar o orkları harrgrekten atar... bize de haber verirler işallah, beraber dalarız o ibine orklara..."
oradaki bira fıçılarını karıştırıyor... içecek bi şey kalmış mı diye... maşrapalardan birini dolduruyor. valost'a bi haller gelmiş yine
"bi yandan da harharhar kulağımı siktiler... tobias da bağırına bağırına geziyodu da, koca klanın gürültüsü bambaşka tabii... iki dakka oturup kafa dinleyemedik. zaten elim ayağım yine karıncalanmaya başladı taşların arasında oturup kalkmaktan... üç gün daha burda kalırsam ben tatsızlık çıkarırım... siz daha takılıyosanız takılın ama ben bi gidip hava alıyım arkadaşlar... bi yandan da tırsıyorum, hassirak karşıma çıkarsa ne yaparım diye..."
caleb'e dönüp "babuş bira ister misin? dünyaları içtin gerçi ama... bira isteyen?" | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7979 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Fri Jul 17, 2009 1:43 pm | |
| yok yok, sağol. [ geğirerek] iyiyim ben böyle. birayı fazla kaçırmışım, kaç günden beri alkol niyetine ork kanı içince böyle oluyo işte. bu gavur cücelerin draft'lerinin de maşallahı var. çarptı beni. [ latrona bakarak] hüşş, latron iyi misin be? keh keh keh. kardeşim, alkol zararlıdır. ayarında iç. [ gruba dönerek] ehe, neyse, beyler, napıyoruz şimdi? uzun zaman sonra ilk defa nefes aldık. hem de nasıl olduysa cüce halkına hayrımız bile dokundu. ne güzel bişeymiş lan o his. hassirak efendi'nin gözleri dolardı heralde o halimizi görseydi | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sat Jul 18, 2009 4:44 pm | |
| kesesinden masaya döktüğü kurumuş manda ve yarasa boklarını sayan ubor "yarasa boku lazım" dedi kendi kendine mırıldanarak. kurumuş bokları ayrı ayr keselere koydu, sırıtarak kafasını kaldırdı
ben içerim bi bira! bu arada cüceler basalım mağarayı derse bende gelirim koşarak, mağarada fairboll ayrı güzel oluyo. (keslerine baktı bir süre) büyü malzemelerim azalmış... şu braknorla zanzerin kitabındaki büyüleride kendi kitabıma geçirmem gerekiyor. sanırım bi şehre gitmem lazım benim malzeme almak için. (keseleri tutan eli cübbesinin içinde kayboldu. cübbeden çıkan elinde kese yerine bir wand duruyordu. ) hassirakın hemen geleceğini sanmıyorum, işi bayaa erken hallettik. ayrılsak ve o ara hassirak gelsede pek bi korkum olmaz sanıyorum. dediği iblisin yanında birde iblis goril öldürdük. bi greyhawka gidip hem amcama şu dağ keçilerini anlatayım hemde malzemelerimi yedekleyeyim. ayrıca şu bizim valostla aranma olayınada bi bakmam lazım ne durumda. belki hocamada uğrarım, sormam gerekenler var... (wandı elinde evirip çevirdi, sanki değerini anlamaya çalışıyor gibi yokluyordu nazikçe. her teleport büyüsü yaptıktan sonra yokladığı gibi...) belkide greyhawk yerine daha yakın bir şehre gitmek gerekir, kemiksizin yağlarını sıcak ateşle eritip başka bi belaya bulaşmamak lazım. (sırıtarak wandı cübbesinin içine soktu ) | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8588 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sat Jul 18, 2009 5:37 pm | |
| valost düşünceli bi şekilde kafasını kaşıyarak "iki iblis hallettik di mi ya? fazladan hediye verir belki patron... ne işlere girdiysek artık, sırtımızdan sopa eksik olmadı aylardır... valla bana sorarsan ubor, greyhawk'a filan gitme... şu eraldo coil miydi neydi..." derken kesesinden ucunda zincir olan bir kimlik çıkartıp masaya koyar. bu rahmetli eraldo coil'in kimliğidir "onun peşindeydi millet hala... kızartıp attık adamı denizlere. ben şehre filan girmem bi daha zaten... kemiksizle filan tek başına uğraşmak zorunda kalma bi de. haa ayrıca farkındaysan her kara cübbeli tanıyo bizi, elmshire'dan greyhawk'a her boka bastık, adamların her işine taş koyduk. rahiplerini iblislerini öldürdük... kalabalığa giricen peşinde kim var, kim yok bilmiyosun, insanın olduğu yerde puştluk oluyo... gelir biri saplar hançeri kıçına görürsün. siktir et büyüleri, yakınlarda bi orman, bi koru vardır. hassirak yeni hedefi verene kadar orda saklanırız. insan içine çıkmayız... ya da ne dicem bak! olum bu cücelerin büyücüleri filan vardır. onlardan iste ne isticeksen. kağıt kalemleri malzemeleri vardır heralde... offff... darlandım ben iyice... her yer taş amına koyayım, ne biçim ırkmış bunlar... vardır kağıt kalem bi şeyleri... sen onlardan iste, sonra gidelim burdan. ormana gidelim, ağaca gidelim"
birasından koca bir yudum alır ve gözünü yüksek tavana dikerek derin bir offfff çeker | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sat Jul 18, 2009 11:34 pm | |
| ubor şaşkın şaşkın dinledi valostu. sonra sırıtarak seni bu mağaralar dehlizler bitirmiş be valost. greyhawka gitme derken haklısın ama büyü malzemelerini cücelerden temin etme hususunda bilgisizsin. bunlar öle hop deyince bulunacak malzemeler değil. büyüleri defterime yazacağım mürekkep öle bildiğimiz mürekkeplere benzemez. yoksa benim yanımda da var mürekkep. ( kafasını önüne eğdi ve ciddileşti; odanın köşesindeki bir noktaya takılmıştı gözleri) kılıç sallamaya benzemiyor büyü alemi, soğukkanlılık gerektirir, zeka gerektirir, fedakarlık gerektirir... ama haklısın greyhawk konusunda. cücelere bi sormam lazım malzemeleri temin edebileceğim en yakın yer neresi. sen git istersen ormanlara, kafanda bin tane soru var... gnarley forest, hastalık... benim yolum bir süre malzeme bulabileceğim herhangi bir yere gidecek. bir zaman belirleyelim ve işlerimizi halledip belirlediğimiz bir yerde buluşalım. artık bu arada hassirak herhalde tek tekte bulabilir bizi. belki de tekrar buluştuğumuzda ziyaret eder erinyes paşam... (suratını tekrar valosta çevirdi, sırıtmaya başladı) hem tekrar buluşmak için yeterince nedenimiz var, anlaşmaya hepimiz imza attık... | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8588 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sun Jul 19, 2009 12:18 am | |
| valost, ubor'un sözlerinden huylanmış bi şekilde "hassirak ya da başka ne adı varsa, işte onunla teke tek görüşmek, karşılaşmak istemiyorum ben..." ubor'a dönüp alttan alan bi ses tonuyla "ben konuşmak istemiyorum hassirakla tek başıma ubor. konuşamam zaten, tiksiniyorum ayrı, seviyorum apayrı... sen burda bak, büyü malzemeleri var mı, yok mu diye. ki vardır bacaksızlarda, gofnir'i zorlarım ben, ne istiyosan çıkar. eğer yoksa gidelim bi kasabaya, alalım... ben gelirim seninle. çok dağılmayalım, ayrı düşmeyelim. hassirakla tek başıma karşılaşmıyım, aklıma girmeye çalışıyo karşılaşınca, zor duruyorum... valost biraz kendini toparlayıp, yine ubor'a dönerek "sen konuşuyosun onunla işte. hangi iblisi öldüreceksek söylesin, onun peşine düşelim. ama çok ayrılmayalım... insan içine de çok çıkmayalım, ben bulurum sana ne istiyosan..." diyen valost çaresizce latron'a baktı. başını taş masaya dayamış, içtiği biralar yüzünden uyuyordu latron. buçukluğu dürttü valost. ses çıkmayınca elini vurdu taş masaya bütün gücüyle "Lan! Latron! Sikicem uykunu! Ne bok yicez!" | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7085 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sun Jul 19, 2009 6:42 am | |
| Ne zamandır bu kadar çok içmemiştim. Yorgunum. Greyhawk'tan ayrıldıktan sonra işler hep bir koşturmacayla ilerledi, iblislerin rahiplerin peşinden gitmek artık eskisi kadar heyecan vermemeye başladı. Yola ilk çıktığımda sıkıcı şehir veya köy hayatında yaşamamın mümkün olmadığını, bu koskocaman dünyada peşinden koşacak maceraların beni beklediğine inancım tamdı. Ama maceraperest bir buçukluk için bile çok sevdiğim arkadaşlarımın yanında olsam da son zamanlarda yaşadıklarım yüzünden kendimi yorgun hissediyorum. Belki Elmshire'da biraz zaman geçirsem, babamın ayaklarıyla ezdiği o güzelim üzümlerden yapılmış şarapları doya doya içip sabah köy meydanında çocuklara başımdan geçen maceraları anlatsam kendimi daha iyi hissederim. Ah Elmshire, sana haksızlık mı ettim? Bak şimdi kadehim haykırıyor Elmshire diye. Birgün, evet birgün Greyhawk'a gidicem, Milnia'yı alıp elinden tutucam ve hayatımızın sonuna kadar Elmshire'da mutlu bir hayatımız olacak. *Gözlerinin önünden gırltağını hançeriyle kestiği çocuğun kanlar içindeki görüntüsü geçer "Hayıııır" diye haykırarak başını masadan kaldırır. Etraftaki herkesin ürkerek kendisine baktığını görür. | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9100 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sun Jul 19, 2009 10:18 am | |
| haramiler'in latron'un haykırışından ürkmelerinin tek sebebi bu hareketi o anda buçukluktan beklemiyor olmaları değildi. latron'un sesinde daha önce duymadıkları, tam olarak anlayamadıkları, derinliklerden gelen, yüreklerine korku salan birşey vardı. karakast'ın loş ışıklarının bir oyunu muydu, yoksa bir anlığına buçukluğun gözlerinin akı kapkara mı olmuştu?
haramiler kendilerini toparlayıp latron'a tekrar baktıklarında, karşılarında bildikleri, sevdikleri latron amarran oturuyordu. ancak bard'ın derin bakışları solmuş, yanaklarının alı kaçmış, dudakları çatlamış gibiydi. | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7979 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Sun Jul 19, 2009 10:24 am | |
| oğlum, hatırlıyo musunuz şu nehir kenarındaki bilek güreşçi zayıf sinsiyi? iblis peşinde koştururken yeterli ilgiyi gösterememiştim kendisine. eğer kendisi şekil değiştirmiş bir cüce kadını değilse, istediği büyüyü almış olsun üstüne, vericem bileğini eline. herkesin kendi özel işleri varsa, ben de onla halledilmemiş işimi halledeyim. latron! var mısın? | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7085 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Mon Jul 20, 2009 8:07 am | |
| "varım varım" dedi aslında çok daha fazla alakalı ve heyecanlı görünmesi beklenen küçük halfling. 'Birşeylerle uğraşmam gerek, bilek güreşi için Caleble bir süreliğine de olsa buralardan uzaklaşmak fena fikir değil' diye düşündü. Bu arada Uborun cübbesinden sarkan wandlara gözü takıldı. Geçen gün yeni wand yapabilmek için kendisinden yardım istemişti. Aslında kendisininde onları kullanabileceğini hatırlayarak ubormetenga'nın yanına yaklaştı,
-Ubor, düşündümde sen combatlarda büyü yapmakla meşgulken bende bu wandlarla yardımcı olabilirim. En son bulduğun wand sanıyorum baya etkili. Sen zaten yeni wandlarda yapıcaksın. Bugüne kadar sorgusuz sualsiz büyücülerin üzerinde ne bulduysan topladın ama artık bende kullanmak istiyorum bunlardan. Eğer savaş alanında bunun sayesinde başımızı dertten daha çabuk kurtarabileceksek neden senin büyülerinin bitip sıranın wanda gelmesini bekleyelim ki? Ben şarkımı söyler söylemez eğer kritik bir durum varsa müdehale ederim. Sonuçta birbirimizi kolluyoruz, başka bir amacımız yok. Değil mi?
dedi. | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 2:59 pm | |
| latronun bu lafıyla uborun elleri hemen wandlarına gitti, sıkı sıkı tuttu iki eliyle. "doğru diyorsun latron" diye karşılık verdiği sözlerinin yanında, ellerinin wandları sıkı sıkı kavraması pekte aynı şeyi anlatmıyordu. düşündü bir süre, elleri hala wandlardaydı. valosta döndü: benim malzemeler burda olmaz be valost, ben zaten onlara baktım daha gelir gelmez... var mıdır yok mudur diye sordum soruşturdum... benim yolum belli; malzemelerimi alabileceğim en yakın yer. ayrılalım ve mesela 10 gün sonra buluşalım kararlaştırdığımız bi yerde. calebin bilek güreşi yapmak istediği o han mesela. o muhteşem kaplıcalara yakın olsaydık orda buluşalım derdim. yani sonuç olarak bi uzaklaşalım şu koşturmadan. latrona döndü ifadesiz bi şekilde sanada bi haller gelmiş latron... yüzün solmuş, sesin bi sertleşmiş. kafanı bi dağıtman lazım senin. istersen benlede gelebilirsin, şehir gibi bi yerde güzel alışveriş yapabiliriz ortak becerilerimizle. ifadesiz suratının sol yanında ince bir çizgi, dudaklarının bittiği yerden yukarı doğru seyirdi.
| |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7979 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 3:07 pm | |
| latron benimle gelecekti yahu. bilegini kiricaz o sinsinin, foyasini ortaya cikaricaz. | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8588 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 7:13 pm | |
| valost sessizce bi süre düşündükten sonra "tamam, siz gidin bilek güreşi yapın elemanlarla. ubor, sen de çarşı pazar gez, ne alıyosan al! on gün değil on beş gün sonra buluşalım dediğin handa... istersen caleb, bekle sen de bizi bilek güreşi için... tepemi attırırsa onun elini diğer eline veririm... ubor, sen de mürekkep, kağıt filan vardı... malum benim pek aram yok yazıyla okumayla filan... bizim oraların bi lafı vardır, kılıç kalemden keskindir... hele iki kılıç, her şeyden keskindir..." valost yine bi yerlerden coşkuya kapılmış, ubor'un mürekkep ve kağıdı çıkarmasını hevesle beklemektedir... | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 7:17 pm | |
| valosttaki bu değişimden kıllanan ubor, wandları okşayan ellerini cüppesinin ceplerine soktu. bir kalem ve bir miktar kağıt çıkardı: söyle bakalım! | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7979 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 7:26 pm | |
| valost bekliyim, bekleyelim de, o sırada ben ne yapıcam siz işiniz gücünüz peşindeyken? | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9100 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 7:43 pm | |
| ubor'un cebinden çıkarıp masaya koyduğu kağıt tomarlarının arasında greyhawk ve etrafını gösteren harita haramilerin gözüne çarptı. http://fantastikortamlar.forumotion.com/genel-f16/gruplarn-rotas-t42.htmkarakast'tan ford kalesine yürüyerek gitmeniz 26 gün kadar sürüyor. greyhawk'a gitmeniz ise 22 gün kadar sürüyor. en yakın köyden kendinize at alırsanız bu süreler yarıya iniyor. | |
| | | valost
Posts : 2847 XP : 8588 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 7:54 pm | |
| valost, ubor'a bakarak "ne kıllanıyosun hacı, mektup yazdırıcam altı üstü... hassirak gibi sözleşme imzalatmıcam... o wand'ı da ver latron'a... caleb'le beraber gidecek, başları belaya girerse en azından iki büyülü fişek atar. sonra geri alırsın..." ardından boğazını temizleyip, ciddi bir ifadeyle "clangeddin gümüşsakal rahibi çok saygıdeğer karakast cücelerinin şefi savaş baltası ovoril ve her cüce gibi şerefli ve kuvvetli saygı ve sevgideğer üstün cüce magnus... bu muhteşem tesisinizde ağırlanmaktan onur ve şeref duydum. her taşınızı, her kapınızı, taş döşemelerinizi, işlemelerinizi hayranlıkla izledim. misafirperverliğiniz ve dostluğunuz için minnettarım. gür kahkahalarınızı ve güzel biranızı, lezzetli yemeklerinizi her zaman mutlulukla anacağım. tabiatım gereği, toprağa yakın olmazsam, kılıçlarım üç gün kınından çıkmazsa ayaklarım karıncalanır, başım ağrır... ayrıca vedalaşmalar hep hüzünlendirir beni. ayrı düşecek iki dostun birbirine sımsıkı sarılması, iyi temennilerle dualarla ayrılmasıylan gözlerim dolar. o yüzden gecenin bir vakti, muhafızlarınızı atlatıp sessizce yanınızdan ayrıldığım için beni mazur görün. bir gün gittiğim gibi değil; geldiğim gibi, yine ön kapıdan geri döneceğim. harrgrek mağaralarını temizlemek için birbirimize verdiğimiz söz hep aklımda olacak... iki elim kanda olsa da -ki genelde öyledir- koşarak gelip o şerefsizleri darmadağın ederken yanınızda olacağım. bi haberiniz yeter... çok sevdiğim ama artık bir süre ayrı kalmak zorunda kaldığım gnarley ormanını çok özledim. mümkün olmasa da onun hasretini başka ormanlar, korularla dindirmeye çalışacağım. çevrede ork izi sürüp, geri kalan zamanlarda tanrım ehlonna'ya bana güç vermesi ve günahlarımı affetmesi için dua edeceğim... deneyimli bir ranger ve ork avcısına eşlik etmek isterlerse diye klanınızdaki genç rangerlar için izler bırakacağım. beni kolaylıkla bulabilir, benimle birlikte avlanabilirler... eminim onların öğrendiği kadar ben de onlardan birşeyler öğrenirim. böyle ayrıldığım için tekrar özür diliyor, size bu satırlarla veda ediyorum... bu şerefli clanın gözüpek halkı, kahramanları baltanız hep keskin, sakalınız her daim gür olsun!
shield landsli kormun ve razne'nin oğlu; gnarley ormanı usta rangeri windor'un öğrencisi, gnarley forest çömez rangeri, corusthaithli 'çift kılıç' valost thorondor..."
ubor satırları yazarken valost izliyordu... ubor son sözlerini de kağıda geçirdiğinde, valost, parşomeni eline alıp gururla baktı. ubor'un omzuna minnetle vurdu. "sağol ubor'um." kılıcının kenarıyla başparmağını kesip elini kağıda bastı. imzası da atılmıştı işte.
"hadi ben kaçıyorum. iki hafta sonra görüşürüz. dediğim gibi vedalaşmaları sevmem." diyerek gülümsedi buruk bir şekilde. çok sevdiği arkadaşlarına son bir kez baktı ve büyük taş kapıdan çıkıp karanlığa karıştı...
Last edited by valost on Tue Jul 21, 2009 8:22 pm; edited 1 time in total | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 8:16 pm | |
| vay deli balta valost! diye mırıldanarak ardından baktı ubor... sonra az önce yazdığı mektuba baktı ve eee başka mektup yazdrmak isteyen! cevabı beklemeden devam etti: adam daha nerede buluşacağımıza karar vermeden öööle gitti! hala mektuba bakıyordu... | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 8:59 pm | |
| bir sürelik sessizliğin ardından devam etti: o halde bende yarın sabah ayrılırım cücelerle vedalaşıp. sanırım bi at bulup "magepoint" üzerinden greyhawk a gideceğim. yeterince erteledim şu öğrendiğim büyüleri defterime yazma işini. teklifim hala geçerli latron; eğer istersen seninle büyük işler başarabiliriz. greyhawk tanda buluşma noktası ford kalesine geçeriz. artık cücelere söyleriz valostu görürlerse haber ederler buuluşma noktasını. olmadı dönp geleceği yerde zaten orası. | |
| | | caleb
Posts : 2328 XP : 7979 Join date : 2008-11-30
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Tue Jul 21, 2009 9:27 pm | |
| latron sen ne diyorsun simdi bucukluk prens? nasil yapalim? nerede bulusacagiz? | |
| | | ubor metenga
Posts : 1272 XP : 7058 Join date : 2008-11-21
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Wed Jul 22, 2009 7:41 pm | |
| latronun cevaplamasını beklemeden ayağa kalktı: ben yatıyorum beyler. sabah cücelere veda edip söylediğim rotada hareket edeceğim. hadi iyi uykular... | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7085 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Mon Jul 27, 2009 1:12 pm | |
| Latron tamda tahmin ettiği gibi Ubormetenga'nın gözlerinden wandı vermeye hiç niyetinin olmadığını anlamıştı. Gözleri kapalı atladıkları onca macera, birbirlerinin sırtını sürekli kollamak zorunda oluşları, bunların yanında dostlukları, kardeşlikleri hepsi bir yere kadardı işte. Ubormetenga hala tek başına gezmekte olan deli bir büyücü zannediyordu kendisini. Yeni wandlar yapmak için paraya ihtiyacı olduğunda yardımı ne kadarda güleryüzle istemişti halbuki.
Latron içinde bir karanlık hissetti. Bunu son iki gündür kimbilir kaçıncıya hissediyordu.
Caleb'e döndü ve İstediğin zaman gidebiliriz Caleb dedi. O sefil herifin elini kırdığını görürsem mutlu olacağım. | |
| | | Latron
Posts : 1363 XP : 7085 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Wed Jul 29, 2009 6:29 am | |
| Latron Caleb'in bilek güreşi için gidecekleri kasabadan sonra ne yapacağını düşünüyordu. Ubormetenga'nın Greyhawk'a gidip dönmesi 2 hafta kadar belki daha fazla, Valost'un dağlara ormanlara çıkıp dönmesi kimbilir ne kadar sürecekti. Her halükarda Elmshire'a gidip bizimkileri görmem için sürem var diye düşündü. Zaten Elmshire Greyhawk'ın dibindeydi Ubor'da işlerini halleder etmez oraya rahatlıkla gelebilirdi. Düşündükçe Elmshire'a mutlaka gitmesi gerektiğine karar verdi. O sıcak evinde annesinin yemeklerini yiyip, sadece cırcır böceklerinin sesleriyle uykuya daldığı günleri düşünürken, 10 yaşında bir çocuk gibi oluvermişti. Tek yapması gereken şimdilik ayrılacak grubun tekrar Elmshire'da buluşmasını sağlamaktı. Hem hepsi Elmshire'da muhabbetle karşılanacaklardı. Yarın, uyandığında Greyhawk'tan çıkınca Elmshire'a gelmesi için Ubor'la konuşacak, çoktan yola çıkan Valost'a haber göndermek için şehirdeki cücelerle konuşacak, Ubor'dan aldığı mithril zırhı kendi boyutlarına getirmesi için verdiği demirci cüceye uğrayıp işin bitip bitmediğini kontrol edecek ve işlerini halleder etmez Caleb'le birlikte yola çıkacaktı. Kararını vermişti, eve gidiyordu.
Rahat bir uyku uyumak istiyordu. Derin, güzel, sessiz bir uyku. Uzun bir uyku. | |
| | | 1UP Admin
Posts : 3270 XP : 9100 Join date : 2008-11-20
| Subject: Re: role play: karakast'tan ayrılış Thu Jul 30, 2009 1:50 pm | |
| ertesi sabah cücelerin coşkulu şarkılarıyla uğurlandılar haramiler karakast'tan. valost hariç, o şimdiden cairn tepelerinin kayalık arazisinde bir ağaç, bir koruluk aramaya, kellesi kesilecek bir ork gözlemeye başlamıştı. karakast'lı bir kaç gözüpek cüce de valost'un soğuk demirden çifte kılıçlarını sırtlanıp, latron'dan aldıkları mesajla ranger'in izinden yola çıktılar.
latron'un kararı kesindi. elmshire'a, yurduna gidiyordu. anasına babasına sarılıp, köyünün toprağına basmaya. kalbinin tam üzerine çöreklenmiş, ne iştah, ne neşe, ne takat bırakmış bu karanlığı tedavi etmeye. ubor'un aklından türlü plan geçiyor, gözleri yeni bir delilikle parıldıyordu. büyük büyücü Tenser'in kalesinin bulunduğu Büyücüburnu'na, oradan da yapabilirse Greyhawk'a gidecek, yeni araştırmaları için bilgi ve malzeme toplayacaktı. caleb ise Ford Kalesi tarafına dikmişti gözünü, apar topar ayrıldıkları köydeki sinsi bilekgüreşçisi ve yardakçısının sırrını çözmeye, ağızlarının payını vermeye gidecekti.
buluşma noktası olarak da elmshire'ı seçmişlerdi. diğerleri işlerini bitirip gelene kadar orada bekleyecekti latron. ''eğer gelmeyecek olurlarsa ne yaparım,'' diye düşünüyordu... bu kadar macera ona yetmiş miydi, yoksa serseri arkadaşlarının gelmesini dört gözle bekleyecek miydi? birlikte, kanlarıyla imza attıkları o yarım kalan anlaşma ne olacaktı? şu anda elmshire gözünde öyle bir tütüyordu ki, ne şeytanlar ne iblisler onun peşinden oraya kadar gelemezmiş gibi hissediyordu... | |
| | | | role play: karakast'tan ayrılış | |
|
Similar topics | |
|
| Permissions in this forum: | You cannot reply to topics in this forum
| |
| |
| |